Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
التركية - الإنجليزية
تعريف mevzu في التركية الإنجليزية القاموس.
- topic
- object
- thing
- subject, topic konu
- (something) which has been laid down or adopted
- subject, topic
- subject matter
- subject
- theme
- questlon
- mevzu harici
- out of the question
- mevzu hukuk
- (Kanun) statute law
- mevzu-u bahis
- The topic of conversation; the subject under discussion; the issue
- mevzu bahis olmak
- be of concern
- mevzu dışında
- beside the question
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف mevzu في التركية التركية القاموس.
- (Hukuk) Vazedilmiş; konulmuş; konu
- Konu
Konuşmasının içeriği, konu ile ilgili değildir.
-Konuşmasının muhtevası, mevzu ile alakalı değildir.
- Konu: "Para aklımdan geçen bir mevzu olmamıştır."- A.Gündüz
- (Osmanlı Dönemi) BÂB
- MEVZU HUKUK
- (Hukuk) Konulmuş hukuk; müspet hukuk; olan hukuk
- MEVZU'
- (Osmanlı Dönemi) Konulmuş. Vaz olunmuş
- MEVZU'
- (Osmanlı Dönemi) Geçer olan, muteber, işlemekte olan, câri
- MEVZU'
- (Osmanlı Dönemi) Uydurma. Doğru ve hakikat olmayan
- MEVZU'
- (Osmanlı Dönemi) Bahis. Üzerinde durulan mes'ele
- MEVZU'
- (Osmanlı Dönemi) Aşağılanmış olan