mevcutların

listen to the pronunciation of mevcutların
التركية - الإنجليزية
availabilities
plural of availability
mevcut
available

We have little money available for the research. - Araştırma için mevcut az paramız var.

The book is available in both hard and soft-cover versions. - Bu kitabın hem sert hem de yumuşak kapak sürümleri mevcuttur.

mevcut
existing

He ignored the existing laws. - O mevcut yasaları görmezden geldi.

He evicted the existing tenants by taking them to court for non-payment of back rent. - Mevcut kiracıları birikmiş kira borcunu ödemedikleri için mahkemeye vererek tahliye etti.

mevcut
present

Not all those students are present. - Bütün öğrenciler mevcut değiller.

All but Tom were present. - Tom'un dışında herkes mevcuttu.

mevcut
(Teknik,Ticaret) current

Tom met with Mary to discuss the current financial crisis at the company. - Tom şirkette mevcut mali krizi tartışmak üzere Mary ile bir araya geldi.

Under the current conditions, I didn't feel comfortable making this trip. - Mevcut koşullar altında, bu yolculuğu yaparken rahat hissetmedim.

mevcut
{s} actual
mevcut
substantial
mevcut
{s} physical

The chakras are constantly spinning. If they weren't, the physical body couldn't exist. - Çakralar sürekli dönüyor. Eğer olmasalar, fiziksel beden mevcut olamazdı.

mevcut
existed
mevcut
{s} existent
mevcut
exiting
mevcut
on hand
mevcut
(Ticaret) in stock
mevcut
obtainable
mevcut
in store
mevcut
turnout
mevcut
going
mevcut
in being
mevcut
{s} extant
mevcut
supply
mevcut
attendant
mevcut
visible
mevcut
stock
mevcut
existing; extant; present
mevcut
in hand
mevcut
those present, the number present; (Askeriye) the strength (of a unit), the number of personnel (on a unit's muster roll)
mevcut
the amount (of something) on hand; supply; stock
mevcut
total
mevcut
store

This bag is not available in any store. - Bu çanta herhangi bir mağazada mevcut değildir.

One thing I don't like about the iPad is that you can't easily install apps that aren't available through Apple's App Store. - iPad hakkında hoşlanmadığım tek şey Apple'ın Uygulama Mağazasında mevcut olmayan uygulamaları kolaylıkla kuramamandır.

mevcut
present; existing; available; in stock; the number present; stock, supply
mevcut
total number of attendance
mevcut
(yoklama) adsum
mevcut
prevalent
mevcut
subsistence
التركية - التركية

تعريف mevcutların في التركية التركية القاموس.

mevcut
Var olan, bulunan
mevcut
Bir topluluğu oluşturan bireylerin tümü
mevcut
Var olan, bulunan: "Gerçi, bir nevi karaborsa mevcuttu ama, bundan faydalanmak hem alan, hem satan için hayli tehlikeli idi."- Y. K. Karaosmanoğlu
mevcutların
المفضلات