His colleague was transferred to an overseas branch.
- Meslektaşı yurtdışındaki birime tayin edildi.
We have a colleague in Spain.
- İspanya'da bir meslektaşımız var.
Mary slept with a coworker.
- Mary bir meslektaşı ile uyudu.
I talked to my coworkers about it.
- Onun hakkında meslektaşlarımla konuştum.
She trusted a co-worker.
- O bir meslektaşa güvendi.
Company policy precludes fraternization between co-workers.
- Şirket politikası, farklı mevkilerdeki meslektaşları arkadaşlık etmekten men ediyor.
My colleagues warmly welcomed me.
- Meslektaşlarım sıcak bir şekilde karşıladılar beni.
My colleagues welcomed me very warmly.
- Meslektaşlarım beni çok sıcak karşıladı.