التركية - الإنجليزية
تعريف meskene في التركية الإنجليزية القاموس.
- to residential
- mesken
- (Hukuk) residence
- mesken
- dwelling
- meskene tecavüz
- break-in
- meskene tecavüz
- breaking
- mesken
- quarters
- mesken
- (Politika, Siyaset,Ticaret) housing
- mesken
- woon
- mesken
- household
It is a shameful fact that, while there are lands where people suffer from hunger, within Japan there are many households and restaurants where much food is thrown away.
-İnsanların açlık çektiği yerler varken, Japonya'da birçok yiyeceğin atıldığı bir sürü meskenlerin ve restoranların olması yüz kızartıcı bir gerçektir.
- mesken
- abode
- mesken
- dwelling house
- mesken
- dwelling, house, residence
- mesken
- dwelling place
- mesken
- law domicile, legal residence
- mesken
- domicil
- mesken
- domicile
- mesken
- house
It is a shameful fact that, while there are lands where people suffer from hunger, within Japan there are many households and restaurants where much food is thrown away.
-İnsanların açlık çektiği yerler varken, Japonya'da birçok yiyeceğin atıldığı bir sürü meskenlerin ve restoranların olması yüz kızartıcı bir gerçektir.
- mesken
- dwelling, habitation, domicile
- mesken
- messuage
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف meskene في التركية التركية القاموس.
- (Osmanlı Dönemi) Tevazu etmek, alçakgönüllülük göstermek
- mesken
- (Osmanlı Dönemi) konut, kalınan, oturulan yer, tutulan yol
- MESKEN
- (Osmanlı Dönemi) Ev. Sâkin olunacak yer. Hâne
- mesken
- Konut, ikametgâh