merkezsiz

listen to the pronunciation of merkezsiz
التركية - الإنجليزية
acentric
{s} lacking a center
not centered or having no center lacking a centromere; "an acentric chromosome fragment
Not centered; without a center
merkez
centre

The supermassive black hole at the centre of the galaxy remained a mystery for thousands of years... - Galaksinin merkezindeki çok büyük kara delik binlerce yıl bir gizem olarak kaldı.

The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over. - Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.

merkez
headquarters

The corporate headquarters is in Los Angeles. - Şirket merkezi Los Angeles'ta.

Our company's headquarters are in Tokyo. - Şirketimizin merkezi Tokyo'dadır.

merkez
center

Tokyo, as you know, is one of the financial centers of the world. - Tokyo, bildiğiniz gibi,dünyanın finans merkezlerinden biridir.

The station is in the center of the city. - İstasyon, şehir merkezindedir.

merkez
heart
merkez
{i} hub

Zürich is considered to be a major financial hub. - Zürich büyük bir finansal merkez olarak kabul edilir.

The US Department of Agriculture established seven new “regional climate hubs” to help farmers and ranchers adapt their operations to a changing climate. - ABD Tarım Bakanlığı çiftçilerin ve çiftlik sahiplerinin işletmelerini değişen iklime uyarlamalarına yardımcı olmak için yedi yeni bölgesel iklim merkezi kurdu.

merkez
focal
merkez
navel
merkez
bosom
merkez
registered office
merkez
home base
merkez
hub of
merkez
nerve center
merkez
center point

Every beloved object is the center point of a paradise. - Her sevgili nesne, bir cennetin merkez noktasıdır.

merkez
administrative centre
merkez
core
merkez
central

The central nervous system consists of four organs. - Merkezî sinir sistemi dört organdan oluşur.

My office is in the central area of the city. - Ofisim kentin merkezinde.

merkez
omphalos
merkez
central office
merkez
base

The Chicago Cubs are a professional baseball team based in Chicago, Illinois. - Chicago Cubs, Chicago, Illinois merkezli bir profesyonel beyzbol takımıdır.

Our company's base is in Tokyo. - Şirketimizin merkezi Tokyo'dadır.

merkez
seat
merkez
centrum
merkez
station

The next stop is Berlin Central Station. - Bir sonraki durak Berlin Merkez İstasyonu

The station is in the center of the city. - İstasyon, şehir merkezindedir.

merkez
kentron
merkez
focus
merkez
arterial
merkez
chief office
merkez
artery
merkez
head office

Our head office is in Boston. - Bizim genel merkezimiz Boston'dadır.

Our new head office is in Tokyo. - Yeni merkezimiz Tokyoda'dır.

merkez
centric
merkez
centrically
merkez
centrical
merkez
centerline
merkez
on center
merkez
center on
merkez
headquarters, main office (of a firm)
merkez
centre [Brit.]
merkez
(Hukuk) centre, registered office, seat, headquarters
merkez
governmental administrative center (for a region)
merkez
centre, center; headquarters, central office, head office; administrative centre; police station karakol
merkez
origin
merkez
center (centre)
merkez
hotbed
merkez
root
merkez
omphaloe
merkez
center,centre
merkez
exchange

New York is the center of the stock exchange in America. - New York Amerika'da borsanın merkezidir.

التركية - التركية

تعريف merkezsiz في التركية التركية القاموس.

MERKEZ
(Osmanlı Dönemi) Geo: Dairenin orta noktası. Çaplarının kesim noktası
MERKEZ
(Osmanlı Dönemi) Şubeleri bulunan bir teşkilâtın idâre olunduğu ve emir veren yeri, makamı. Bir şeyin en işlek yeri. Teşkilât olan yerin en yüksek makamı
MERKEZ
(Osmanlı Dönemi) (Rekz. den) Bir şeyin ortası. Vasat. Yol. Durum, vaziyet. Hal, suret
Merkez
üs
Merkez
özek
Merkez
(Osmanlı Dönemi) KÜRSİ
merkez
Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası
merkez
Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek
merkez
Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer
merkez
Biçim, durum, yol
merkez
(Osmanlı Dönemi) bir şeyin ortası, bir şeyin en işlek yeri
merkez
Polis karakolu
merkez
Polis karakolu: "Sizi merkezimize gönderip tevkif ettireceğim."- A.Gündüz
merkez
Bir ülkenin, bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri
merkez
Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer: "İki harp esnasında, burası kolay kazançların, vurgunculuğun en işlek merkezlerinden biriydi."- Y. K. Karaosmanoğlu
merkez
Belirli bir yerin ortası
merkez
Bir işin öğretildiği yer
merkezsiz
المفضلات