The supermassive black hole at the centre of the galaxy remained a mystery for thousands of years...
- Galaksinin merkezindeki çok büyük kara delik binlerce yıl bir gizem olarak kaldı.
There's a lovely park in the centre of the town.
- Kent merkezinde güzel bir park var.
The corporate headquarters is in Los Angeles.
- Şirket merkezi Los Angeles'ta.
Tom was arrested and immediately taken to headquarters.
- Tom tutuklandı ve hemen merkeze götürüldü.
The station is in the center of the city.
- İstasyon, şehir merkezindedir.
Tokyo, as you know, is one of the financial centers of the world.
- Tokyo, bildiğiniz gibi,dünyanın finans merkezlerinden biridir.
Zürich is considered to be a major financial hub.
- Zürich büyük bir finansal merkez olarak kabul edilir.
Zurich is considered to be a major financial hub.
- Zürih önemli bir finans merkezi olarak kabul edilir.
Every beloved object is the center point of a paradise.
- Her sevgili nesne, bir cennetin merkez noktasıdır.
Central nervous system consists of brain, cerebellum, medulla oblongata and spinal cord.
- Merkezî sinir sistemi beyin, beyincik, omurilik soğanı ve omurilikten oluşur.
The central nervous system consists of four organs.
- Merkezî sinir sistemi dört organdan oluşur.
Our company's base is in Tokyo.
- Şirketimizin merkezi Tokyo'dadır.
The Chicago Cubs are a professional baseball team based in Chicago, Illinois.
- Chicago Cubs, Chicago, Illinois merkezli bir profesyonel beyzbol takımıdır.
There is a station in the center of the city.
- Şehrin merkezinde bir istasyon var.
This road will lead you to the station and the city center.
- Bu yol seni istasyona ve şehir merkezine götürecek.
Our head office is in Boston.
- Bizim genel merkezimiz Boston'dadır.
The firm has its head office in Osaka.
- Firmanın Osaka'da merkez ofisi var.
New York is the center of the stock exchange in America.
- New York Amerika'da borsanın merkezidir.