mercy, compassion; sympathy, commiseration

listen to the pronunciation of mercy, compassion; sympathy, commiseration
الإنجليزية - التركية

تعريف mercy, compassion; sympathy, commiseration في الإنجليزية التركية القاموس.

pity
{i} merhamet

Tom Mary'nin merhametini istemez. - Tom doesn't want Mary's pity.

Ben merhametini istemiyorum. - I don't want your pity.

pity
acımak
pity
merhamet etmek
pity
yazığı gelmek
pity
{i} yazık

Ne yazık ki gelemezsin. - It's a pity you can't come.

Çok yazık, şarkıcı çok genç yaşta öldü. - It is a pity that the singer died so young.

pity
{i} acınacak şey
pity
{i} acıma

Tom'un yüzü acıma doluydu. - Tom's face was full of pity.

Böylesine bir aptal için hiç acımam yok. - I don't have any pity for such a fool.

الإنجليزية - الإنجليزية
{i} pity
mercy, compassion; sympathy, commiseration
المفضلات