menzilli

listen to the pronunciation of menzilli
التركية - الإنجليزية
(weapon) which has a range of
menzil
range
menzil
{i} carry
menzil
flight
menzil
{i} reach
menzil
day's journey
menzil
(Askeri) army transport corps
menzil
(Askeri) effective range
menzil
(Havacılık) coverage
menzil
gunshot
menzil
stage
(havadan karaya atılan füze-69) kısa menzilli taarruz füzesi
(Askeri) short range attack missile
Hercules (orta menzilli birlik ve kargo nakliye uçağı)
(Askeri) Hercules
daha uzun menzilli olmak
outrange
ekstra uzun menzilli hava aracı
(Askeri) extra-long-range aircraft
geliştirilmiş orta menzilli havadan havaya fırlatılan füze
(Askeri) advanced medium-range air-to-air missile
kısa menzilli
short range
kısa menzilli balistik füze
(Askeri) short-range ballistic missile
kısa menzilli geniş bant telsizi
(Askeri) short range wide band radio
kısa menzilli hava aracı
(Askeri) short-range aircraft
kısa menzilli hava savunması çatışma bölgesi
(Askeri) short-range air defense - kısa menzilli hava savunması SHORADEZ short-range air defense engagement zone
kısa menzilli havadan atılan füze
sidewinder
kısa menzilli havadan karaya taarruz füzesi; sistem değişimi ve modernizasyonu
(Askeri) short-range air-to-surface attack missile; system replacement and modernization
kısa menzilli insansız hava aracı
(Askeri) short-range unmanned aerial vehicle
menzil
range (of a weapon)
menzil
shot
menzil
the distance between two overnight stopping places, a day's journey, stage
menzil
compass
menzil
rifle shot
menzil
rifle range
menzil
overnight stopping place, stage
menzil
range, shot, gunshot; stage, day's journey; army transport corps
menzil
halting place
menzil
distance
orta menzilli
medium range
radar sinyali; kısa menzilli kıyı veya nehir botu
(Askeri) radar beacon; short-range coastal or river boat
uzun menzilli
long-range
uzun menzilli
long range
uzun menzilli deniz kurtarma aracı; geri getirilebilir araç; değişebilir anahtar
(Askeri) long-range seagoing rescue vessel; reentry vehicle; rekeying variable; rendezvous
uzun menzilli hava taşıtı
(Askeri) long-range aircraft
uzun menzilli keşif kolu
(Askeri) long range reconnaissance patrol
uzun-menzilli gözetleme birliği
(Askeri) long-range surveillance unit
uzun-menzilli gözetleme timi
(Askeri) long-range surveillance team
yakın menzilli
point blank
yakın menzilli insansız hava aracı
(Askeri) close-range unmanned aerial vehicle
özel harekat kanadı; uzak menzilli silah; iş tanımı
(Askeri) special operations wing; standoff weapon; statement of work
التركية - التركية

تعريف menzilli في التركية التركية القاموس.

MENZİL
(Osmanlı Dönemi) Yer. Dünya. Ev
MENZİL
(Osmanlı Dönemi) Mesafe
MENZİL
(Osmanlı Dönemi) İnilen yer. Konulacak yer
menzil
Ordunun cephe gerisi işlerinin bütünü: "Ne yedi, ne içti, bir menzil subayının bütün gayreti ile çalıştı."- F. R. Atay
menzil
İki konak arasındaki uzaklık
menzil
At değiştirmek veya konaklamak için kervanların ve posta tatarlarının indikleri bina veya han
menzil
Ordunun cephe gerisi işlerinin bütünü
menzil
Ok atma yarışlarında erişilen mesafe: "Sonra yine menzil ölçülmüş, yeni bir rekor kırdığı anlaşılmıştır."- S. Birsel
menzil
Bir günlük yol
menzil
Yolculukta dinlenmek amacıyla durulan yer, konak: "Tanrı yardımcı olsun gayri yolda kalana / Biz menzile vararak atları çektik hana."- F. N. Çamlıbel. İki konak arasındaki uzaklık
menzil
(Osmanlı Dönemi) konak yeri; ev, oda, yer, mekân, durak
menzil
Bir merminin ulaşabildiği uzaklık, erim
menzil
Yolculukta dinlenmek amacıyla durulan yer, konak
menzil
Erim
menzil
Konak yeri
menzil
Ok atma yarışlarında erişilen mesafe
menzilli
المفضلات