التركية - الإنجليزية
تعريف menkul في التركية الإنجليزية القاموس.
- movable
- chattel
- (Politika, Siyaset) immovable property
- moveable property
- portable
- movable, movable piece of property
- transported, conveyed, transferred
- movable, portable, conveyable taşınır
- movable, portable, conveyable, transferable
- (story) that has been handed down by word of mouth
- personal
- securitized
- moveable
- personalty
- menkul kıymetlendirme
- Securization
- menkul kıymetler
- (Hukuk) securities
- menkul değer
- (Ticaret) stock
- menkul değerler
- (Ticaret) security
- menkul değerler
- (Ticaret) bull market
- menkul değerler borsası
- (Ticaret) stock exchange
- menkul değerler piyasası
- (Ticaret) stock market
- menkul değerler piyasası
- (Ticaret) stockmarket
- menkul eşya
- movable
- menkul eşya
- (Ticaret) goods
- menkul eşya
- (Ticaret) chattel goods
- menkul eşya
- chattel
- menkul fabrika
- (Ticaret) movable plant
- menkul kıymet borsaları
- (Ticaret) securities exchanges
- menkul kıymet borsası
- (Ticaret) securities exchange
- menkul kıymetler
- (Ticaret) marketable securities
- menkul kıymetler
- (Ticaret) personal assets
- menkul kıymetler
- (Ticaret) effect
- menkul kıymetler borsası
- stock exchange market
- menkul kıymetler borsası
- (Ticaret) house
- menkul kıymetler borsası
- stock exchanges
- menkul kıymetler borsası
- (Ticaret) securities exchange
- menkul kıymetler borsası
- (Ticaret) security market
- menkul kıymetler endüstrisi
- securities industry
- menkul kıymetler ihraç etmek
- (Politika, Siyaset) issue securities
- menkul kıymetler piyasaları
- (Ticaret) securities markets
- menkul kıymetler piyasası
- (Ticaret) capital markets
- menkul kıymetlerde
- (Ticaret) distribution
- menkul kıymetleştirme
- (Ticaret) securitisation
- menkul mal
- personal property
- menkul mal
- personal estate
- menkul mal
- (Ticaret) movables
- menkul mallar
- (Kanun) chattels
- menkul mallar
- (Ticaret) chattel
- menkul rehini
- (Ticaret) pledge
- menkul rehini
- (Ticaret) chattel mortgage
- menkul rehni
- (Ticaret) pawn
- menkul değerler
- securities
- menkul kıymet
- (Finans) Security
- menkul değer aracı kurumu
- (Ticaret) security brokerage
- menkul değer getiri oranı
- (Ticaret) return on securities
- menkul değer ihraç gideri
- (Ticaret) flotation cost
- menkul değer kredisi
- (Ticaret) loan on movables
- menkul değer lotları
- (Ticaret) blocks of securities
- menkul değer satın alımı
- (Ticaret) financial investment
- menkul değer simsarı
- (Ticaret) salesman
- menkul değer takası yapma
- (Ticaret) securities clearing
- menkul değerler takası
- (Ticaret) securities clearing
- menkul eşya
- movables
- menkul kıymet analizi
- (Ticaret) securities analysis
- menkul kıymet fiyatı
- (Ticaret) stock quotation
- menkul kıymet geliri
- (Ticaret) interest-dividend income
- menkul kıymet ihracı
- (Ticaret) issuance of securities
- menkul kıymet ihracı
- (Ticaret) security issuance
- menkul kıymet ihraç etmek
- (Hukuk) to issue securities
- menkul kıymet numarası
- (Ticaret) security number
- menkul kıymetler
- chattels
- menkul kıymetler
- effects
- menkul kıymetler
- tangible assets
- menkul kıymetler
- stocks and bonds
- menkul kıymetler borsası
- stock exchange
The New York Stock Exchange closed for ten days.
-New York Menkul Kıymetler Borsası on günlüğüne kapandı.
The company is listed on the Tokyo Stock Exchange.
-Şirket, Tokyo Menkul Kıymetler Borsası'nda işlem görüyor.
- menkul kıymetler borsası
- security exchange
- menkul kıymetler borsası
- stock market
The stock market is in a prolonged slump.
-Menkul kıymetler borsası sürüp giden bir ekonomik kriz içindedir.
- menkul kıymetler borsası
- securities market
- menkul kıymetler borsası
- stock exchange, stock market
- menkul kıymetler hukuku
- (Kanun) blue sky law
- menkul kıymetler komisyoncusu
- (Ticaret) securities broker
- menkul kıymetler portföyü
- (Ticaret) stock securities portfolio
- menkul kıymetler portföyü
- (Ticaret) stock securities
- menkul kıymetler portföyü
- (Ticaret) securities portfolio
- menkul kıymetler yatırım fonları
- (Hukuk) securities investments funds
- menkul mal
- chattel
- menkul mal
- personal property, personal estate
- menkul mal vasiyeti
- (Kanun) legatum
- menkul mallar
- movable goods
- menkul mallar
- (Hukuk) moveable property
- menkul mallar vergisi
- (Ticaret) personal property tax
- menkul mülkiyet
- (Ticaret) movable property
- menkul mülkiyeti
- (Ticaret) movable property
- menkul satımı
- (Kanun) sale of movables
- menkul satışı
- (Ticaret) sale of goods
- menkul sermaye
- (Ticaret) property capital
- menkul sermaye
- (Ticaret) security income
- menkul sermaye geliri
- (Ticaret) securities income
- menkul sermaye geliri
- (Ticaret) security income
- menkul sermaye iradı
- (Ticaret) earning on movable assets
- menkul sermaye iradı
- (Ticaret) security income
- menkul sermaye iratları
- (Ticaret) income from moveable capitals
- melez menkul kıymetler
- (Ticaret) hybrid securities
- kendinden menkul
- self-appointed
- kendinden menkul
- self-styled
- menkuller
- (Kanun) personal estate
- menkul kıymetler
- blue sky law
- menkul kıymetler
- mutual funds
- demiryolu menkul değerleri
- (Ticaret) railway securities
- egemen menkul değer kuralı
- (Ticaret) dominance principle
- federal genel fazla menkul (taşınabilir) ordu malı; yabancı genel fazla menkul (
- (Askeri) federal excess personal property; foreign excess personal property
- gayri menkul
- a) immovable b) real estate, real property, realty
- ikincil menkul kıymetler
- (Ticaret) subordinated issues
- kendinden menkul meşruiyet
- (Politika, Siyaset) self-legitimisation
- repo konusu menkul değerler
- (Ticaret) securities subject to repo
- risksiz menkul değer
- (Ticaret) risk-free asset
- risksiz menkul kıymetler
- (Ticaret) risk free securities
- vadeli menkul kıymet
- (Kanun) redeemable security
- yatırım hizmetleri ve menkul kıymetler piyasası
- (Hukuk) investment services and securities market
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف menkul في التركية التركية القاموس.
- (Osmanlı Dönemi) Anlatılan
- (Osmanlı Dönemi) Nakledilen. Akli olmayıp mukaddes kitapla bildirilen
- (Osmanlı Dönemi) Bir yerden başka yere taşınmış olan. Taşınabilen
- Bir yerden başka bir yere taşınmış olan
- Ağızdan ağıza geçerek gelmiş, söylenegelmiş
- Bir yerden bir yere taşınabilen (mal), taşınır, taşınabilir
- Ağızdan ağıza geçerek gelmiş, söylenegelmiş: "Kerameti kendinden menkul şeyhler gibi bu armağanlar onların eksik olan kabiliyetlerinin bir çeşit icazeti oluyor."- H. Taner
- (Osmanlı Dönemi) nakledilen, anlatılan
- menkul kıymetler
- Senet, bono, tahvil, hisse senedi gibi taşınır değerler
- Menkul kıymetler
- kağıt
- Menkuller
- (Hukuk) MENKULAT
المصطلحات ذات الصلة
menkul
الواصلة
men·kulالنطق
Resimler
السابق
المفضلات