The only proof was the remains of the semen which had stuck to the underwear.
- Tek kanıt iç çamaşıra yapışmış meni kalıntılarıydı.
It is agonizing for the united States to lose our young men and women.
- It is agonizing for America to lose our young men and women.
It is agonizing for America to lose our young men and women.
- It is agonizing for the united States to lose our young men and women.
İki adam rekabet kazasından sonra Taiwan'da kollarını koparttılar.
- Two men had their arms severed in Taiwan after a tug-of-war accident.
Dört kollu adam bankayı soydu ve 4 milyon dolar ile kaçtı.
- Four armed men held up the bank and escaped with $4 million.
Futbol zorunlu olarak erkeklerle sınırlı değildir.
- Soccer is not necessarily confined to men.
Biz, erkekler kadınları beklemeye alışığız.
- We men are used to waiting for the women.
Oğlum kadınların erkeklerden daha güçlü olduklarını düşünüyor.
- My son thinks women are stronger than men.
Bu genç erkekler ebeveynlerinden bağımsızlar.
- Those young men are independent of their parents.