The only proof was the remains of the semen which had stuck to the underwear.
- Tek kanıt iç çamaşıra yapışmış meni kalıntılarıydı.
It is agonizing for America to lose our young men and women.
- It is agonizing for the united States to lose our young men and women.
It is agonizing for the united States to lose our young men and women.
- It is agonizing for America to lose our young men and women.
Dört kollu adam bankayı soydu ve 4 milyon dolar ile kaçtı.
- Four armed men held up the bank and escaped with $4 million.
Genç adamlar tüm zorluklara rağmen bunu yapacaklarını söylediler.
- The young men said that they would do it despite all of the difficulties.
Bu genç erkekler ebeveynlerinden bağımsızlar.
- Those young men are independent of their parents.
Oğlum kadınların erkeklerden daha güçlü olduklarını düşünüyor.
- My son thinks women are stronger than men.
Oğlum kadınların erkeklerden daha güçlü olduklarını düşünüyor.
- My son thinks women are stronger than men.
Biz, erkekler kadınları beklemeye alışığız.
- We men are used to waiting for the women.