The official informed Bob that his request for a parking permit had been rejected.
- Memur bir park yeri alma ricasının reddedildiğini Bob'a bildirdi.
The official in charge let me in.
- Sorumlu memur içeri girmeme izin verdi.
The police officer on duty sensed an elderly man coming up behind him.
- Görevli memur arkasından yaşlı bir adamın geldiğini hissetti.
A police officer is talking to her.
- Bir polis memuru onunla konuşuyor.
Her father is a bank clerk.
- Onun babası bir banka memuru.
He is a clerk at the Bank of Washington.
- O, Washington Bankasında bir memur.
I was a public servant.
- Ben bir devlet memuruydum.
Government officials inspected all factories.
- Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler.
These government officials are corrupt.
- Bu devlet memurları rüşvetçidir.
Some officials may have been corrupted.
- Bazı memurlara rüşvet verilmiş olabilir.
The customs officials searched the whole ship.
- Gümrük memurları bütün gemiyi araştırdılar.
I was a public servant.
- Ben bir devlet memuruydum.