The official in charge let me in.
- Sorumlu memur içeri girmeme izin verdi.
Some officials may have been corrupted.
- Bazı memurlara rüşvet verilmiş olabilir.
She became a police officer.
- O, bir polis memuru oldu.
A police officer is talking to her.
- Bir polis memuru onunla konuşuyor.
The clerk was dismissed on the grounds of her rude manners.
- Memur kaba davranışları gerekçesiyle görevden alındı .
Her father is a bank clerk.
- Onun babası bir banka memuru.
I was a public servant.
- Ben bir devlet memuruydum.
These government officials are corrupt.
- Bu devlet memurları rüşvetçidir.
Government officials inspected all factories.
- Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler.
The customs officials examined the boxes.
- Gümrük memurları kutuları inceledi.
Government officials inspected all factories.
- Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler.
I was a public servant.
- Ben bir devlet memuruydum.