Onların bulaşıcı bir hastalığı var. - They have an infectious disease.
Onların bulaşıcı bir hastalığı var.
They have an infectious disease.
Tom'un coşkusu bulaşıcıdır. - Tom's enthusiasm is infectious.
Tom'un coşkusu bulaşıcıdır.
Tom's enthusiasm is infectious.
Pop music is more infectious than elevator music.