memnunluk

listen to the pronunciation of memnunluk
التركية - الإنجليزية
pleasure, gladness; satisfaction
gladness, satisfaction
gladness
satisfaction
memnun
pleased

I'm pleased to meet you. - Seninle tanıştığıma memnun oldum.

I am pretty pleased with you. - Senden oldukça memnunum.

memnun
glad

My wife will be glad to see you, too. - Eşim de seni görmekten memnun olacak.

If you will help us, we will be very glad. - Bize yardımcı olacaksan, çok memnun oluruz.

memnun
contented

Now that he's retired, Yves can look forward to a contented and placid life. - O şimdi emekli, Yves memnun ve sakin bir yaşam için sabırsızlanabilir.

Despite his riches, he's not contented. - Servetine rağmen, memnun değil.

memnun
satisfied

Not all of us were satisfied with the system. - Hepimiz sistemden memnun olmadık.

On the whole I am satisfied with the result. - Bütün olarak ben sonuçtan memnunum.

memnun
{s} content

A look of contentment appeared on his face. - Onun yüzünde bir memnuniyet görüntüsü belirdi.

Jane is very content with her job and has no desire to quit it. - Jane işinden çok memnun ve çıkma arzusu yok.

memnun
gratified
memnun
(Argo) rapt
memnun
elated
memnun
elate
memnun
thankful

You should be thankful that you're alive. - Yaşadığına memnun olmalısın.

memnun
{s} happy

Everyone will be happy if you help us. - Eğer bize yardım ederseniz, herkes memnun olur.

Are you happy with the result? - Sonuçtan memnun musunuz?

memnun
joyful
memnun
pleased of
memnun
glad of

She was glad of my company. - O benim şirketimden memnundu.

halinden memnunluk
self-complacency
memnun
delighted

I'm delighted to make your acquaintance. - Tanıştığımıza memnun oldum.

I'm delighted to see you. - Seni gördüğüme memnun oldum.

memnun
rejoiced at
memnun
chuffed
memnun
pleased, glad, happy, content, contented
memnun
gladsome
memnun
rejoiced
memnun
grateful

I'm grateful that you're safe. - Güvende olduğuna memnunum.

We're grateful to be alive. - Hayatta olduğumuz için memnunuz.

memnun
blithe
memnun
fain
التركية - التركية
Kıvanma, kıvanç: "Dudak uçlarında ancak sezilebilen bir memnunluk yanıp sönmüştü."- H. Taner
Kıvanma, kıvanç
MEMNUN
(Osmanlı Dönemi) Kesilmi
MEMNUN
(Osmanlı Dönemi) (Minnet. den) Hoşnud. Razı. Minnet altında bulunan. İyiliğe nâil kılınmış. Çok muteber olan şey. Çok beğenilen. Ölçülü ve hesaplı olan
memnun
Herhangi bir olaydan veya durumdan ötürü sevinç duyan, kıvançlı, mutlu: "Halk, oyunun bittiğini anlayarak memnun, sessizce tiyatroyu boşalttılar."- M. Ş. Esendal
memnun
Herhangi bir olaydan veya durumdan ötürü sevinç duyan, kıvançlı, mutlu
memnunluk
المفضلات