Tom gladly accepted Mary's gift.
- Tom Mary'nin hediyesini memnuniyetle kabul etti.
I will gladly help you.
- Size memnuniyetle yardımcı olurum.
The company welcomes feedback from consumers who use their products.
- Şirket, ürünlerini kullanan tüketicilerin geri bildirimlerini memnuniyetle karşılıyor.
We welcome submissions.
- Önerileri memnuniyetle karşılıyoruz.
It gave me great satisfaction.
- Bu bana büyük memnuniyet verdi.
I demand satisfaction.
- Ben memnuniyet talep ediyorum.
I had the pleasure of learning that you recently became the manager of the production division.
- Ben son zamanlarda üretim bölümü müdürü olduğunu öğrenmekten memnuniyet duydum.
A look of contentment appeared on his face.
- Onun yüzünde bir memnuniyet görüntüsü belirdi.
No matter what your main purpose is in reading, books should never fail to provide contentment and satisfaction.
- Okumaktan asıl maksadın ne olursa olsun, kitaplar sana her zaman memnuniyet ve tatminkârlık duygusu verecektir.
A look of contentment appeared on his face.
- Onun yüzünde bir memnuniyet görüntüsü belirdi.
No matter what your main purpose is in reading, books should never fail to provide contentment and satisfaction.
- Okumaktan asıl maksadın ne olursa olsun, kitaplar sana her zaman memnuniyet ve tatminkârlık duygusu verecektir.