Ne çeşit bir evin var?
- What sort of house do you have?
O bir peri masalından bir çeşit prenses gibi görünüyordu.
- She seemed like some sort of princess from a fairy tale.
Tom bir çocuk olarak hayli utangaçtı.
- Tom was sort of shy as a kid.
O hemen hemen mükemmeldi.
- That was pretty much perfect.
Tom hemen hemen kendisi için saklar.
- Tom pretty much keeps to himself.
Tom oldukça fazla evde kalır.
- Tom pretty much stays at home.
Onlar oldukça fazla yalnız.
- They're pretty much alone.
Biz neredeyse umudumuzu kaybettik.
- We pretty much gave up hope.
Sanırım söylemek istediğim bir şeyi neredeyse tamamen söylemek için yeterince iyi şekilde Fransızca konuşabilirim.
- I think I can speak French well enough to say pretty much anything I want to say.
Onu büyük ölçüde aştım.
- I've pretty much gotten over it.
Tom toplantıyı büyük ölçüde unuttu.
- Tom pretty much forgot about the meeting.
Biz ne tür bir tehlikedeyiz?
- What sort of danger are we in?
Bu tür iş çok sabır gerektirir.
- This sort of work calls for a lot of patience.