Tom Mary ile yeniden buluşmak için istekli.
- Tom is eager to meet Mary again.
Seninle gerçek hayatta buluşmak harikaydı.
- It was awesome to meet you in real life!
Yağmur nedeniyle toplantı iptal edildi.
- The meeting was canceled because of the rain.
Bir veda toplantısı, Bay Jones'un şerefinde düzenlendi.
- A farewell meeting was held in honor of Mr Jones.
Şimdi canım onunla karşılaşmak istemiyor.
- I don't feel like meeting her now.
Sanki onun benimle karşılaşmaktan çekindiğini hissettim.
- I felt as if he shrank from meeting me.
Seninle görüşmeye can atıyorum.
- I've been looking forward to meeting you.
Ben kısa sürede seninle tekrar görüşmek için sabırsızlanıyorum.
- I look forward to meeting you again soon.
Babamı karşılamak için havaalanına gittim.
- I went to the airport to meet my father.
O dün gece onu karşılamak için söz verdi.
- She promised to meet him last night.
Herkes seninle tanışmak istiyor.Sen ünlüsün!
- Everyone wants to meet you. You're famous!
Bir gün gerçekten başka bir Esperantist ile tanışmak istiyorum.
- I really would like to meet another Esperantist some day...
Tom seninle bir miting yapmak ister.
- Tom wants to have a meeting with you.
Tom mitinge katılmak için Mary'ye ihtiyaç olduğunu düşünmez.
- Tom doesn't think there is any need for Mary to attend the meeting.
Görüşmek istediğim Tom'dur.
- Tom is the one I want to meet.
Görüşmek istediğim Tom'dur.
- It's Tom I want to meet.
Meg Tom'la tekrar buluşmaktan mutluydu.
- Meg was happy about meeting Tom again.
Eski arkadaşımla buluşmak çok hoştu.
- Meeting my old friend was very pleasant.
Sana rastlamak ne güzel. Ben bir karıncayiyenim.
- Pleased to meet you. I am an anteater.
Sizin gibi hoş insanlara rastlamak enderdir.
- It's rare to meet nice people like you.
Onu karşılamak amacıyla oraya gittim.
- I went there for the purpose of meeting him.
Şirketimizin ilk önceliği, müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılamaktır.
- Our company's first priority is meeting our customers' needs.
Yarın atletik yarışmaya katılmamız gerekiyor.
- We are supposed to take part in the athletic meet tomorrow.
Atletizm yarışması 15 Ekim'de düzenlendi.
- The athletic meet took place on October 15.
Yarın öğleden sonra ilk olarak personel toplantısı yapmak istiyorum, bu yüzden konferans salonunu ayırır mısın?
- I'd like to hold a staff meeting first thing tomorrow afternoon, so could you reserve the conference room?
Tom seninle bir miting yapmak ister.
- Tom wants to have a meeting with you.
Beni istasyonda karşılamayı unutma.
- Do not forget to meet me at the station.
Otel beklentilerini karşıladı mı?
- Did that hotel meet your expectations?
Toplantımız için uygun zaman bulabilir misin?
- Can you find suitable time for our meeting?
Şehir merkezinde buluşabiliriz. Bu sizin için uygun olur mu?
- We could meet downtown. Would that be convenient for you?
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- He promised to meet her at the coffee shop.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- He promised to meet him at the coffee shop.
Karşılaşmamız oldukça raslantıydı.
- Our meeting was quite accidental.
Onunla karşılaşmadan önce, Pizzaro adamlarının ve silahlarının çoğunu kasaba yakınında sakladı.
- Before meeting him, Pizzaro hid many of his men and guns near the town.
Ben sizinle karşılamaya can atıyorum.
- I've been anxious to meet you.
Beni istasyonda karşılamayı unutma.
- Do not forget to meet me at the station.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- She promised to meet her at the coffee shop.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- He promised to meet him at the coffee shop.
Onunla karşılaşmadan önce, Pizzaro adamlarının ve silahlarının çoğunu kasaba yakınında sakladı.
- Before meeting him, Pizzaro hid many of his men and guns near the town.
Atletik karşılaşma yağmur dolayısıyla ertelenmişti.
- The athletic meet was postponed due to rain.
Bir dahaki sefere bir buluşma yeri kararlaştıracağız.
- Next time we'll agree on a meeting place.
OK, let's arrange a meet with Tyler and ask him.
And therewythall they spurred their horsys, and mette togydirs so harde that Sir Epynogrys smote downe Sir Dynadan.
Shall we meet at 8 p.m in our favorite chatroom?.
I met with them several times.
The right wing of the car met the column in the garage, leaving a dent.
The forest meets the sea along this part of the coast.
pleased to meet you.
Would you meet her?.
England and Holland will meet in the final.
They came together in a chance meeting on the way home from work.
We need to have a meeting about that soon.
Earthquakes occur at the meeting of tectonic plates.
What has the meeting decided.
... And so I had a series of meetings on Saturdays ...
... back and replanning and rethinking, and so many interviews and strategy meetings and ...