تعريف medical في الإنجليزية التركية القاموس.
- (Biyoloji) medikal
Her şeyi medikal jargonla açıklarsan, herkesin onu hemen anlaması imkansız.
- If you explain everything in medical jargon, it's impossible that everyone understands immediately.
O medikal tedaviyi reddetti.
- He was refused medical treatment.
- tıbbi
Seçilmiş olanlar kapsamlı tıbbi ve psikolojik testlerle yüzleşmek zorunda kalacak.
- Those selected will have to face extensive medical and psychological tests.
Bizim bebekler için daha fazla tıbbi bakıma ihtiyacımız var.
- We need more medical care for infants.
- tıbba ait
- sağlık
Tom yüksek sağlık giderleri olduğu için maaşıyla geçinemiyor.
- Tom can't get along on his salary because he has high medical expenses.
Sağlık sigortamı kullanabilir miyim?
- Can I use my medical insurance?
- tıbbi muayene
- medical jurisprudence adli tıp
- {s} tedavi edici
- medical botany tıbbi bitkiler ilmi
- yönünden
- medicallytıbbi maksatlarla
- tıbben
Şu anda bu hastalığı tedavi etmek tıbben mümkün değildir.
- At present it is medically impossible to cure this disease.
Bildiğim kadarıyla Tom'un tıbben bir sorunu yok.
- As far as I can tell, there's nothing medically wrong with Tom.
- tıbbba ait
- (Tıp) Tıp talebesi
- {s} iyileştirici
- (Askeri) SIHHİYE, SIHHİ, TIBBİ, SAĞLIK
- (Askeri) sıhhiye
- (Tıp) tıbbi bakım
- (Askeri) sıhhi
- tıbb
- Medical specimen container
- (Geometri) Tıbbi numune kabı
- medical analysis
- (Geometri) Tıbbi tahlil, tıbbi analiz
- medical analysis laboratory
- (Geometri) Tıbbi tahlil laboratuvarı
- medical advice
- doktor tavsiyesi
- medical care
- sağlık yardımı
- medical centre
- (Askeri) sağlık merkezi
- medical colleges
- tıp fakülteleri
- medical condition
- sağlık durumu
- medical corps
- (Askeri) tabip sınıfı
- medical economics
- (Tıp) tıp ekonomisi
- medical equipment
- sağlık gereçleri
- medical history
- (Tıp) anamnez
- medical history
- (Tıp) hastalık öyküsü
- medical history taking
- (Tıp) anamnez alma
- medical officer
- (Askeri) tabip subay
- medical officers
- (Askeri) sağlık zabitleri
- medical operator
- (Askeri) sağlık memuru
- medical personnel
- sağlık personeli
- medical products
- sağlık ürünleri
- medical release
- (Kanun) sağlık raporu
- medical schools
- (Eğitim) tıp okulları
- medical sciences
- tıp bilimleri
- medical service
- sağlık hizmeti
- medical sociology
- tıp sosyolojisi
- medical sociology
- sağlık sosyolojisi
- medical sociology
- medikal sosyoloji
- medical treatment
- (Diş Hekimliği) ilaç tedavisi
- medical advice
- sağlık konusunda öğüt
- medical assistant
- tıp asistanı
- medical bill
- hastane faturası
- medical building
- hastane binası
- medical certificate
- sağlık raporu
- medical checkup
- sağlık kontrolü
- medical climatology
- tıbbi klimatoloji
- medical community
- doktor topluluğu
- medical costs
- sağlık harcamaları
- medical costs
- hastane masrafları
- medical diagnosis
- teşhis
- medical dressing
- pansuman
- medical exam
- tıp sınavı
- medical examination
- tıbbi muayene
- medical examination
- sağlık muayenesi
- medical examiner
- tıbbi tetkikçi
- medical history
- tıbbi tarih
- medical instrument
- tıbbi alet
- medical operation
- tıbbi operasyon
- medical practitioner
- pratisyen doktor
- medical practitioner
- tıp doktoru
- medical prognosis
- prognoz
- medical record
- tıbbi kayıt
- medical relation
- tıbbi ilişki
- medical report
- tıbbi rapor
- medical school
- tıp okulu
Bunu tıp okulunun ilk yılında öğrendim.
- I learned that in the first year of medical school.
Sami, babasının tıp okulundaki adımlarını takip etmeyi düşündü.
- Sami thought about following in Dad's footsteps at medical school.
- medical science
- tıp ilmi
- medical specialist
- tıp uzmanı
- medical statistics
- biyoistatistik
- medical admissions
- Hasta kabûl
- medical aid
- tıbbi yardım
- medical assistance
- tıbbi yardım
- medical association
- Tabipler birliği
- medical care practitioner
- pratisyen hekim
- medical center
- sağlık merkezi
Kendimi iyi hissetmiyorum. En yakın sağlık merkezi nerede?
- I don't feel fine. Where is the nearest medical center?
- medical certificate
- 1. a document stating the result of a satisfactory medical examination 2. a doctor's certificate giving evidence of a person's unfitness for work
- medical clearance
- sağlam raporu
- medical condition
- Hastalık
- medical degree
- doktora derecesi
- medical dictionary
- tıp sözlüğü
- medical dosimetrist
- tıbbi dosimetrist
- medical examiner
- (Tıp, İlaç) adlı tabip
- medical facilities
- sağlık tesisleri
- medical inspection room
- tıbbi muayene odası
- medical leave
- Hastalık izni
- medical legal
- tıbbi yasal
- medical license
- Tıp belgesi
- medical management
- Tıbbî yönetim
- medical massage
- Tıbbi masaj
- medical negligence
- tıbbi ihmal
- medical officer
- sağlık memuru
- medical physics
- medikal fizik
- medical practice
- tıbbi uygulama
- medical prescription
- Tıbbi reçete
- medical residents
- tıp asistanı
- medical sales representative
- Tıbbi satış mümessili
- medical scientist
- tıbbi bilim adamı
- medical secrecy
- Tıbbi gizlilik
- medical social worker
- tıbbi sosyal hizmet uzmanı
- medical surveillance
- Tıbbî takip
- medical triage
- (Tıp, İlaç) Hastaların tıbbî olarak sınıflandırılması
- medical administrative corps
- (Askeri) SIHHİYE İDARİ HİZMET SINIFI: Ordu Sağlık Teşkilatının eski bir sınıfı. Halen bu sınıf kaldırılmış olup yerine (medical service corps) sağlık hizmet sınıfı konmuştur
- medical aid man
- (Askeri) sıhhiye eri
- medical benefits
- sağlık yardımları
- medical botany
- tıbbi botanik
- medical brigade
- (Askeri) sıhhiye tugayı
- medical business
- (Ticaret) tıp işi
- medical civic action program
- (Askeri) sivillere yönelik sıhhiye programı
- medical command
- (Askeri) sağlık komutanlığı
- medical company
- (Askeri) sıhhiye bölüğü
- medical corps
- (Askeri) TABİP SINIFI: Ordu sağlık sınıfının tabip subaylardan teşekkül eden ve askeri personelin diş tedavisi hariç, diğer tıbbi ve cerrahi tedavilerini yapan kısım
- medical depot
- (Askeri) sıhhiye deposu
- medical detachment
- (Askeri) SIHHİYE MÜFREZESİ: Askeri bir teşkilat veya garnizona bağlı ordu teşkilatı mensuplarından bir grup
- medical detachment
- (Askeri) sıhhiye müfrezesi
- medical diploma
- tıp diploması
- medical evacuees
- (Askeri) TIBBİ MÜDAHALE İÇİN TAHLİYE EDİLENLER: Yaralanan, sakatlanan veya hastalanan ve tıbbi tesislere veya bunların arasında gidip gelmesi gereken personel
- medical evidence
- tıbbi bulgu
- medical exam
- muayene
İki yaşındaki kızım için tıbbi bir muayene olmak istiyorum.
- I'd like to get a medical examination for my two-year-old daughter.
Siz muayene eden doktor musunuz?
- Are you the medical examiner?
- medical field service school
- (Askeri) SAHRA SIHHİYE HİZMETİ OKULU: ABD Ordu sağlık teşkilatının tabip sınıfına mensup subayları kıtalarda çalışmak üzere yetiştiren sınıf okulu
- medical food
- (Gıda) tıbbi gıda
- medical group
- (Askeri) sıhhiye grubu
- medical inspector
- (Askeri) koruyucu tababet subayı
- medical intelligence
- (Askeri) TIBBİ İSTİHBARAT: Silah sistemlerinin desteklenmesi ve yabancı memleketlerde daha iyi muharebe desteği ve savunma için biyomedikal araştırma ve geliştirmelerle ilgili istihbarat bilgileri ve muhtemel hareket sahalarında mahalli ve sari sarılıkların mevcudiyeti ve rastlantıları hakkında devamlı olarak araştırılan bilgi
- medical libraries
- tıp kütüphaneleri
- medical logistics company
- (Askeri) sıhhi lojistik bölüğü
- medical noncombatant evacuation operation
- (Askeri) Sıhhi Muharip Olmayan Tahliye Harekatı
- medical officer; month
- (Askeri) sağlık görevlisi; ay
- medical orderly
- hastane hademesi
- medical philosophy
- (Tıp) tıbbi felsefe
- medical planning module
- (Askeri) sıhhi planlama modülü
- medical practitioner
- pratisyen hekim
- medical professional training
- (Askeri) TIBBİ MESLEK EĞİTİMİ: Fertlerin sağlığı veya hastaların bakım ve tedavisi ile ilgili olarak doktorların, dişçilerin, veterinerlerin, hemşirelerin, sağlık hizmeti uzman subaylarının, eczacıların ve sağlık koruma uzmanlarının nezaret veya idaresi altında gösterilen eğitim ve öğretim
- medical prognosis
- (Tıp) tıbbi tahmin
- medical psychology
- tıbbi psikoloji
- medical radiobiology advisory team
- (Askeri) sıhhi radyobiyoloji istişare timi
- medical radiology
- (Nükleer Bilimler) tıbbi rddyoloji
- medical readiness training exercise
- (Askeri) sıhhi hazırlılık eğitim tatbikatı
- medical regulating office
- (Askeri) sıhhi düzenlemeler ofisi
- medical regulating officer
- (Askeri) TIBBİ TANZİM SUBAYI: Bak. "medical regulator"
- medical regulator
- (Askeri) TIBBİ TANZİM SUBAYI: Silahlı kuvvetlerden birinin sağlık hizmetine mensup subay. Bu subay; hastaların, çeşitli tıbbi tedavi tesisleri arasında hareket ve intikallerini düzenler; çeşitli tedavi tesislerindeki çeşitli hastalıklara ait yatak mevcutları hakkında zamanında bilgi edinir ve tahliye edilen hastanın münasip tıbbi tesislerine akımını idare eder. Buna "medical regulating officer" da denir
- medical researcher
- (Tıp) tıp araştırmacısı
- medical societies
- (Tıp) tıp kurumları
- medical statement
- doktor beyanı
- medical status
- (Askeri) sıhhi durum
- medical structure
- (Tıp) tıbbi bünye
- medical stuff
- (Tıp) medikal malzeme
- medical supply, optical, and maintenance unit
- (Askeri) tıbbi ikmal, optik ve bakım birliği
- medical treatment facility; message text format
- (Askeri) tıbbi tedavi tesisi; mesaj metin formatı
- medical vehicle
- (Askeri) SIHHİYE ARACI: Sıhhiye hizmetlerinde kullanılan araçları ifade eden genel terim
- medical working file
- (Askeri) tıbbi çalışma dosyası
- medic
- doktor
Tom doktorun ona verdiği ilacı almanın gerekli olmadığına karar verdi.
- Tom decided that it wasn't necessary to take the medicine the doctor had given him.
Çocuğun planı, tıp öğrenimi yapmak ve bir doktor olarak Saint Croix'a dönmekti.
- The boy's plan was to study medicine and return to Saint Croix as a doctor.
- medical care
- (Askeri) tibbi bakım
- medically
- tıbben
Şu anda bu hastalığı tedavi etmek tıbben mümkün değildir.
- At present it is medically impossible to cure this disease.
Bildiğim kadarıyla Tom'un tıbben bir sorunu yok.
- As far as I can tell, there's nothing medically wrong with Tom.
- medicals
- medikal
- emergency medical technician; emergency medical treatment
- (Askeri) acil durum sıhhi teknisyeni; acil tıbbi tedavi
- medic
- {i} kabayonca
- medic
- {i} tıp öğrencisi
Tom bir tıp öğrencisiydi.
- Tom was a medical student.
Tom bir tıp öğrencisi.
- Tom is a medical student.
- medic
- dili doktor
- medic
- Medicago sativa
- medic
- tıp öğrenci
O bir tıp öğrencisidir.
- He is a medical student.
O bir tıp öğrencisiydi.
- She was a medical student.
- medically
- tıbbi olarak
- medically
- tıp yönünden
- single integrated medical logistics management; single integrated medical logist
- (Askeri) tek entegreli tıbbi lojistik yönetimi; tek entegreli tıbbi lojistik yöneticisi