التركية - الإنجليزية
تعريف medenin في التركية الإنجليزية القاموس.
- medeni
- civilised
- medeni
- civilized
Russia is a threat to the whole civilized world.
-Rusya tüm medeni dünya için bir tehdittir.
Can't you be a little more civilized?
-Biraz daha medeni olamaz mısın?
- medeni
- (Hukuk) civil
But as civilizations grew more complex, better methods of communication were needed.
-Fakat medeniyetler daha karmaşık hale gelirken, daha iyi iletişim metotları gerekliydi.
Civilization is now threatened by nuclear war.
-Medeniyet nükleer savaş tarafından tehdit edilmektedir.
- medeni
- medine
Medine medeni bir sehirdir.
- medeni
- civilized; civil
- medeni
- law civil
- medeni
- urbane
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف medenin في التركية التركية القاموس.
- Tunus'un illeri
- MEDENİ
- (Osmanlı Dönemi) Faziletli, terbiyeli, kibâr
- MEDENİ
- (Osmanlı Dönemi) Medineli. Şehirli
- MEDENİ
- (Osmanlı Dönemi) Kur'an-ı Kerimin Medine şehrinde nâzil olan âyet ve sureleri
- Medeni
- (Osmanlı Dönemi) SİVİL
- medeni
- Kentlileşmiş, kırsallıktan kurtulmuş, uygar
- medeni
- (Osmanlı Dönemi) faziletli, terbiyeli, kibar; şehirde oturan
- medeni
- Kentlileşmiş, kırsallıktan kurtulmuş, uygar: "Orada medeni bir insan gibi yaşamak, hasılı oraya yerleşmek istiyordu."- Y. K. Beyatlı
المصطلحات ذات الصلة
medenin
الواصلة
me·de·ninResimler
السابق
المفضلات