Mary'nin annesinin sürekli karışmasından Tom ve Mary'nin evliliğine büyük bir gerginlik konuldu.
- Great strain was put on Tom and Mary's marriage by the constant meddling of Mary's mother.
İşlerine karışmaya niyetim yok.
- I have no intention of meddling in your affairs.
Mary'nin annesinin sürekli karışmasından Tom ve Mary'nin evliliğine büyük bir gerginlik konuldu.
- Great strain was put on Tom and Mary's marriage by the constant meddling of Mary's mother.
Bu başka birinin işinde patronluk taslamak ya da karışma mıdır?
- Is this patronizing or meddling in someone else's business?
Ben karışmak istemedim.
- I didn't mean to meddle.
Diğer insanların işine karışmayın.
- Don't meddle in other people's affairs.
Onun işlerine karışmayın.
- Don't meddle in his affairs.
he cut a locke of all their heare, / Which medling with their bloud and earth, he threw / Into the graue .