Bu sefer onu yapamam.
- I can't make it this time.
Jack bu sefer kesin başaracak.
- Jack is bound to succeed this time.
Bu kez farklı olacak.
- This time's going to be different.
Bu kez Tom'a yardım edip edemeyeceğimizi bilmiyorum.
- I don't know if we can help Tom this time.
Tom bu defa tekrar bize yardım etmeye istekli.
- Tom is willing to help us again this time.
Bu defa sonuçları aldı.
- This time, he got results.
O zamanlarda, bölge İspanya'ya aitti.
- At that time, the territory belonged to Spain.
O zamana kadar çoktan ayrılmış olacağım.
- By that time I'll have already left.
this time last year.
... Now it may seem to be economical to build a nuclear power plant, but in 10 years time, ...
... It's time for your 3:30 appointment. ...