We are engaged in a difficult task.
- Zor bir görevle meşgulüz.
Are you engaged for tomorrow?
- Yarın sabah meşgul müsün?
I hope this seat is not occupied.
- Bu koltuğun meşgul olmadığını umuyorum.
She was occupied with household work.
- Ev işleri ile meşgul oldu.
She is as busy as a bee.
- O bir arı kadar meşguldür.
My mother is busy preparing supper.
- Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
He was so intent on money-making that he had no time to think of anything else.
- Para kazanmayla o kadar meşguldü ki başka bir şey düşünecek vakti yoktu
Tom isn't any busier than anybody else.
- Tom başka birinden daha meşgul değildir.
He's busier than Taro.
- O Taro'dan daha meşguldür.
Her hands are full taking care of the baby.
- Onun elleri bebekle ilgilenmekle meşgul.
I have things to attend to.
- Meşgul olmam gereken işlerim var.
You'll have to attend the ceremony whether you are free or busy.
- Boş olsan da meşgul olsan da törene katılmak zorunda kalacaksın.