Dancada gift kelimesi hem evli hem de zehir anlamına gelmektedir.
- The Danish word gift means both married and poison.
Bu günlerde, aslan payı genellikle en büyük pay anlamına gelmektedir; fakat çok geçmeden önce onun hepsi anlamına geliyordu.
- These days, the lion's share usually means the biggest share; but not so long ago, it meant all of it.
Tom bedeninde ortalama bir kemiğe sahip değil.
- Tom doesn't have a mean bone in his body.
Bu, onların diğer insanlarla ortak bir şeyi olmadığı anlamına gelmez.
- This does not mean that they have nothing in common with other peoples.
Tom bedeninde ortalama bir kemiğe sahip değil.
- Tom doesn't have a mean bone in his body.
Siz insanlar gerçekten aşağılıksınız.
- You people are really mean.
Tom nasıl bu kadar aşağılık olabilir?
- How could Tom be so mean?
Bazı insanlar güzel ve bazıları adidirler.
- Some people are nice, and some are mean.
Bir kelime kullandığımda,Humpty Dumpty ifade etmek için tam benim seçtiğimi o ifade ediyor-ne daha fazla ne daha az dedi.
- When I use a word, Humpty Dumpty said, it means just what I choose it to mean - neither more nor less.
Tom okulda en huysuz çocuktur.
- Tom is the meanest kid in school.
Olası tüm araçları denedim.
- I tried all possible means.
Mümkün olan tüm araçlar denendi.
- All possible means have been tried.
O acımasız öğretmenin bugün bize zor bir test vereceğinden oldukça eminim.
- I'm pretty sure that that mean teacher will give us a hard test today.
Düşünceler kelimeler vasıtasıyla ifade edilirler.
- Thoughts are expressed by means of words.
Bazı kaçış vasıtaları bulmalıyız.
- We must devise some means of escape.
Tom niyetinin kabalaşmak olmadığını söyledi.
- Tom said that he didn't mean to be rude.
Lütfen beni affet. Kabalık etmek istemedim.
- Please forgive me. I didn't mean to be rude.
Yaşlı adam göründüğü kadar cimri değildi.
- The old man was not as mean as he looked.
O bana göre çok cimridir.
- He is very mean to me.
Sorunun nasıl çözüleceği konusundaki fikrinizi duydum, ancak neyi kastettiğinizi örneklemenizi istemek zorunda kalacağım.
- I heard your idea on how to solve the problem, but I would have to ask you to exemplify what you mean.
Bu işaret ne anlama geliyor?
- What does this mark mean?
Blog'un anlamı web günlüğüdür.
- Blog means web log.
Amnezi, hafıza kaybı anlamına gelir.
- Amnesia means loss of memory.
Orijinalde su kuyusu anlamına gelen hutong sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir.
- The term hutong, originally meaning water well, came from the Mongolian language about 700 years ago.
Sen pinti bir kişisin.
- You're a mean person.
O, iğrenç ve pintidir.
- She's nasty and mean.
Tom Mary'nin çirkin olduğunu söylemek istemediğinde ısrar etti.
- Tom insisted that he didn't mean to say that Mary was ugly.
Gururu böylesine ahlaksız bir şey yapmasına izin vermezdi.
- His pride wouldn't allow him to do such a mean thing.
Sözcüğün anlamını bilmiyorsan sözlüğe bakmak zorundasın.
- If you don't know the meaning of the word, you have to look it up in the dictionary.
Öğretmen ne demek istediğini öğrencilere anlatmayı zor buldu.
- The teacher found it difficult to get his meaning across to the students.
Yüksek tasarruf oranı Japonya'nın güçlü ekonomik büyümesi için bir faktör olarak kabul edilmektedir.Çünkü o bol yatırım sermayesi kullanılabilirliği anlamına gelmektedir.
- A high savings rate is cited as one factor for Japan's strong economic growth because it means the availability of abundant investment capital.
Tom, sen böyle büyük bir zalimsin.
- Tom, you're such a big meanie.
Tom sarhoşken zalim olur.
- Tom gets mean when he's drunk.
Oxford İngilizce sözlüğüne göre 'set' kelimesinin 430 farklı anlamı ya da manası var.
- According to the Oxford English Dictionary, the word 'set' has 430 different meanings or senses.
Her rengin bir manası var.
- Every colour has a meaning.
O, resimler vasıtasıyla fikrini açıkladı.
- She explained her idea by means of pictures.
Balıkçı kendini yüzen bir tahta vasıtasıyla kurtardı.
- The fisherman saved himself by means of a floating board.
YouTube videoları çok anlamsız.
- YouTube videos are very meaningless.
Onun sözleri tamamen anlamsızdı.
- Her words were completely meaningless.
Olası tüm araçları denedim.
- I tried all possible means.
Mümkün olan tüm araçlar denendi.
- All possible means have been tried.
The mean-standart deviation for yearly ratios is %0,945684.
Tom kazandığından çok para harcıyor.
- Tom lives beyond his means.
Onlar kazandıklarından çok para harcıyorlar.
- They live beyond their means.
İngilizce bir haberleşme aracıdır.
- English is a means of communication.
Telefon bir iletişim aracıdır.
- The telephone is a means of communication.
Eldeki tüm imkanları kullanarak görevi bitirmelisin.
- You must finish the task by any means necessary.
İmkanlarımın üstünde yaşıyorum.
- I live above my means.
İfade insanlara hakaret etmek anlamına gelir.
- The phrase is meant to insult people.
Edo sakinleri için yılın ilk palamudu borç para almak anlamına gelse bile alınması gereken bir şeydi.
- For the residents of Edo, the first bonito of the year was something that had to be bought, even if it meant borrowing money.
Bir kelimenin anlamından emin değilsen, sözlüğe bak.
- If you are not sure about the meaning of the word, look it up in your dictionary.
Bir terimin birleşik anlamından dolayı, bir niteleyicinin kullanımı benzemeyen örnekleri engeller.
- An application of a qualifier precludes non-partaking instances from the compound meaning of a term.
Fransızcada kuş anlamına gelen oiseau kelimesi, beş farklı sesli harf içeren en kısa kelimedir.
- The French word 'oiseau', meaning 'bird', is the shortest one to contain five different vowels.
Orijinalde su kuyusu anlamına gelen hutong sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir.
- The term hutong, originally meaning water well, came from the Mongolian language about 700 years ago.
Onların hepsinin bağımsız araçları vardır.
- All of them have independent means.
Olası tüm araçları denedim.
- I tried all possible means.
Herkesi memnun etmek asla kolay değil.
- It is by no means easy to please everybody.
Tom asla aptal değildir, O sadece tembeldir.
- Tom is by no means unintelligent. He is just lazy.
Ayda bir milyon yen kazanmak kesinlikle olanaksızdır.
- It's by no means impossible to earn one million yen a month.
Tom olanaklarının ötesinde iyi yaşıyordu.
- Tom was living well beyond his means.
Bu işaret yürüme anlamına gelir.
- This signal means don't walk.
Bu, onları bir ders kitabı için, bir uygulama için, bir araştırma projesi için, her şey için yeniden serbestçe kullanabileceğin anlamına gelir.
- This means you can reuse them freely for a textbook, for an application, for a research project, for anything!
My home life means a lot to me.
Man was not meant to question such things.
He's so mean. I've never seen him spend so much as five pounds on presents for his children.
In \frac{18}{27}=\frac23, the product of the means is 2\cdot27, and the product of the extremes is 18\cdot3. Both products are 54.
It was mean to steal the girl's piggy bank, but he just had to get uptown and he had no cash of his own.
I have declared in the causes what harm costiveness hath done in procuring this disease; if it be so noxious, the opposite must needs be good, or mean at least, as indeed it is .
Anone he meaned hym, and wolde have had hym home unto his ermytage.
Of these they have Base, Tenor, Countertenor, Meane, and Treble.
He hits a mean backhand.
Watch out for her, she's mean. I said good morning to her, and she punched me in the nose.
It must have been a mean typhoon that levelled this town.
It presents a sort of mean between speech and song, continually inclining towards the latter, never altogether leaving its hold on the former; it is speech, though always attuned speech, in passages of average interest and importance; it is song, though always distinct and articulate song, in passages demanding more fervid utterance.
The generalized power means include power means, certain Gini means, in particular the counter-harmonic means.
He meant the world to her.
Mean time between failures.
My old acquaintances would sneer at me as a mean-spirited cur, whose best exploit was to get in jail.
The arithmetic mean of 3, 6, 2, 3 and 6 is (3 + 6 + 2 + 3 + 6) / 5 = 4.
The geometric mean of 2, 4 and 1 is \sqrt{2 \times 4 \times 1} = 2.
Auream quisquis mediocritatem diligit, tutus caret obsoleti sordibus tecti, caret invidenda, sobrius aula. (He who chooses the golden mean safely avoids both the hovel and the palace).
He's a lean and mean fighting machine.
Iphicrates and Marius were meanly born.
This figure is of a later date, by the meanness of the workmanship. Addison.
Some kind of writer. He didn't have to make a living; he had means.
\mathbf{\bar{x}}=\frac{1}{N}\sum_{k=1}^{N}\mathbf{x}_{k}.
... mean to you to play at the Olympics? ...
... I mean, rumor is not the invention of social ...