maun

listen to the pronunciation of maun
التركية - الإنجليزية
mahogany
mahogany, made of mahogany
cashew
maun da denilen bir ağaç
also known as a mahogany tree
sapeli maun
sapele
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Ufak tefek ihtiyaçlar
(Osmanlı Dönemi) Nefaseti sebebi ile (nefsin çok hoşuna gittiğinden) kimseye verilmek istenmeyen şey
(Osmanlı Dönemi) Eve lâzım şeyler. Ev eşyası
(Osmanlı Dönemi) Malın zekâtı
Akaju da denilen bir ağaç
Bu keresteden yapılan: "Parası olsa o deminki maun yemek odası takımını üç bin dokuz yüze koparıverirdi."- H. Taner
Tespih ağacıgillerden, Hindistan ve Honduras'ta yetişen büyük bir orman ağacı, akaju (Swietenia mahagoni)
Bu keresteden yapılan
Bu ağacın parlak kırmızımtırak renkte, sert ve iyi cilalanan kerestesi
akaju
Maun 1
(Kuran) Dini yalan sayanı gördün mü?
Maun 4
(Kuran) Vay o namaz kılanların haline ki
Maun 5
(Kuran) Onlar kıldıkları namazdan gafildirler
Maun 6
(Kuran) Onlar gösteriş yaparlar
Maun 7
(Kuran) Onlar basit şeyleri dahi vermezler. *
MÂUN SURESİ
(Osmanlı Dönemi) Kur'an-ı Kerim'in 107. Suresidir. "Eraeyte Suresi" de denir
maun

    الواصلة

    ma·un

    النطق

    علم أصول الكلمات

    [ 'mon, 'män, m&n ] (verbal auxiliary.) 13th century. Middle English man, from Old Norse, present of munu shall, will; akin to Old English gemynd mind; more at MIND.
المفضلات