Rehin tutanlar kendilerini patlayıcılarla silahlandırmıştı.
- The hostage-takers armed themselves with explosives.
Postacı Pat'in kafası patlayıcılarla doldurulmuş.
- Postman Pat's head is stuffed with explosives.
Güvenlik ekibi arabada patlayıcı kontrolü yaptı.
- The security team checked the car for explosives.
Onların patlayıcıları var.
- They've got explosives.