تعريف master's في الإنجليزية التركية القاموس.
- master
- master's degree
- bilim uzmanlığı
- master's degree
- (Eğitim) Lisans üstü derecesi
- master's degree
- Yüksek lisans derecesi
- master's degree
- master derecesi
- master
- {i} sahip
Onlar bu adamın şehrin tüm kapılarını açan, usta bir anahtara sahip olduğunu söylüyor.
- They say that that man has a master key which opens all the doors of the city.
Kötü bir öğretmene sahip olmak sizi rahatsız ediyor olmalı. Ben de aptalım. Öyleyse, tamam.
- It must bother you to have taken a bad master. I'm stupid too. So, it's all right.
- master
- {i} öğretmen
Köpek öğretmenini tanıyordu.
- The dog knew its master.
Kötü bir öğretmene sahip olmak sizi rahatsız ediyor olmalı. Ben de aptalım. Öyleyse, tamam.
- It must bother you to have taken a bad master. I'm stupid too. So, it's all right.
- master
- {f} hakim olmak
İngilizceye hakim olmak zordur.
- To master English is difficult.
İngilizceye hakim olmak zordur.
- Mastering English is difficult.
- master
- (Askeri) gemi süvarisi
- master
- (Denizbilim) süvari
- master
- {i} hoca
- master
- {i} üstat
Üstat, Atinalıları hatırla.
- Master, remember the Athenians.
- master
- {i} üstâd
Birkaç Zen üstadıyla birlikte yaşadım, hepsi de kediydi.
- I have lived with several Zen masters, all of them cats.
O, hukuk alanında üstad derecesi aldı.
- He got a master's degree in law.
- master sergeant
- başçavuş
- master
- denetimi altına almak
- master
- patron
- master
- başa çıkmak
- master
- baş eğdirmek
- master
- (Ticaret) becerisini ilerletmiş kimse
- master
- ustabaşı
- master
- muallim
- master
- tam öğrenmek
İsveççeyi tam öğrenmek istiyorum.
- I want to master Swedish.
- master
- uzmanlaşmak
2 ya da 3 yılda Fransızcada uzmanlaşmak oldukça zordur.
- It's quite difficult to master French in 2 or 3 years.
Yabancı bir dilde uzmanlaşmak yıllar alır.
- It takes years to master a foreign language.
- master
- (Ticaret) gemi kaptanı
- master
- mevla
- master
- (Ticaret) yüksek lisans sahibi
- master
- iyi bilmek
- master budget
- (Askeri) ana plan
- master copy
- asıl
- master copy
- orijinal
- master depot
- (Askeri) ana depo
- master layout
- (Bilgisayar) asıl düzeni
- master menu
- (Bilgisayar) ana menü
- master of his domain
- işinin ehli
- master page
- (Bilgisayar) ana sayfa
- master shot
- geniş plan
- master slave
- (Bilgisayar) ağa köle
- master volume
- (Bilgisayar) ana ses
- master çopy
- (Ticaret) asıl kopya
- Master of Arts
- lisansüstü öğrenim görmüş bilimyurdu mezunu
- master
- asıl
- master
- denetim altına almak
- master
- baş
Başyapıtlar yalnızca başarılı denemelerdir.
- Masterpieces are only successful attempts.
Onlar Avrupa sanatının başyapıtlarıdırlar.
- They are masterpieces of European art.
- master
- master derecesi
Master derecesini üç yıl önce aldı.
- She got her master's degree three years ago.
Üç yıl önce bir master derecesi aldı.
- She got a master's degree three years ago.
- master
- usta
Para iyi bir hizmetkar, ancak kötü bir ustadır.
- Money is a good servant, but a bad master.
Düşünce alanında, saçmalık ve sapkınlık dünyanın ustaları olarak kalır, ve onların hakimiyeti ancak kısa süreler için askıya alınır.
- In the sphere of thought, absurdity and perversity remain the masters of the world, and their dominion is suspended only for brief periods.
- master
- (erkek) öğretmen
- master
- yönetici
- master
- efendi
O, efendisine iyi hizmet etti.
- He served his master well.
O, efendisinin öfkesi karşısında geri çekildi.
- He recoiled before his master's anger.
- master
- yenmek
- master
- müdür
1696'da Newton darphane müdürü oldu. 1699'da darphane öğretmeni oldu.
- Newton became Warden of the Royal Mint in 1696. He became Master of the Royal Mint in 1699.
- master
- direktör
- master
- kodak reisi
- master
- yüksek lisans
O matematik alanında yüksek lisans derecesine sahiptir.
- He has a master's degree in mathematics.
İngiltere'de yüksek lisans dereceleri çok yaygın değildir.
- Master's degrees in Britain are not very common.
- master
- işveren
- master
- en önemli
- master
- egemen olmak
- master borer
- lağımcı ustası
- master builder
- yapı ustası
- master builder
- kalfa
- master clock
- ana saat
- master computer
- ana bilgisayar
- master connecting rod
- ana bağlantı çubuğu
- master console
- ana konsol
- master control desk
- ana kumanda masası
- master control program
- ana denetim bağdarlaması
- master control program
- ana denetim programı
- master control room
- ana kumanda odası
- master control routine
- ana denetim programı
- master controller
- ana denetici
- master copy
- orijinal kopya
- master copy
- ana kuşak
- master copy
- esas kopya
- master cylinder
- ana silindir
- master data
- ana veri
- master file
- ana dosya
- master file
- ana kütük
- master gain control
- ana kazanç kontrolü
- master instruction tape
- ana komut bandı
- master key
- maymuncuk
- master library tape
- ana kitaplık bandı
- master mariner
- gemi kaptanı
- master monitor
- ana monitör
- master of ceremonies
- protokol şefi
- master of science
- master derecesi
- master operating station
- ana işletim istasyonu
- master oscillator
- ana osilatör
- master picture monitor
- ana resim monitörü
- master plan
- ana plan
Bizim bir ana planımız vardı.
- We had a master plan.
- master processor
- ana işlemci
- master program file
- ana program dosyası
- master record
- ana kayıt
- master register
- ana kütük
- master relay
- ana röle
- master routine
- ana yordam
- master shot
- büyük plan
- master slave system
- uydu bilgisayar sistemi
- master station
- ana istasyon
- master stream
- ana ırmak
- master stroke
- ustalıklı iş
- master switch
- ana şalter
- master tape
- ana bant
- master tempering curve
- temel menevişleme eğrisi
- master unit
- ana birim
- master/slave system
- efendi/köle sistemi
- Master of Research
- Araştırma bazlı yüksek lisans programı
- master
- iyice öğren(mek)
- master bedroom
- Birden çok yatak odası olan evlerde ana yatak odası
- master craftsman
- İşinin erbabı usta
- master mind
- master zihin
- master negative film
- master negatif film
- master of business administration
- işletme master
- master of ceremonies
- karşılayan görevli
- master of education
- Eğitimin ana
- master of martial arts
- dövüş ustası
- master of science
- Fen bilimlerinde master derecesi, yüksek lisans
- master password
- efendi parola
- master pick set
- Maymuncuk seti
- master production schedule
- Ana üretim çizelgesi
- master production scheduling
- ana üretim çizelgeleme
- master program
- master programı
- master race
- üstün ırk
- master sergeant
- ASTSUBAY BAŞÇAVUŞ: ABD Kara Ordusunda; yedinci derece bir astsubay. Bu astsubay; rütbece astsubay üstçavuşun üstüdür. Bu terimi; yapılan vazifeye göre geçici bir unvan olarak kullanılan (first sergeant) ve (sergeant major) terimleri ile karıştırmamak lazımdır
- master sergeant
- ASTSUBAY BAŞÇAVUŞ: ABD Kara Ordusunda; yedinci derece bir astsubay. Bu astsubay; rütbece astsubay üstçavuşun üstüdür. Bu terimi; yapılan vazifeye göre geçici bir unvan olarak kullanılan (first sergeant) ve (sergeant major) terimleri ile karıştırmamak lazımdır
- master shot
- geniş plan, büyük plan, uzak çekim, genel çekim
- master thesis
- Yüksek lisans tezi
- master-signifier
- (Göstergebilim) Başat gösteren
The master signifier is a part of Lacan's symbolic order: the order of Law and language.
- Marine component commander; maritime component commander; master control center;
- (Askeri) Deniz unsur komutanı; deniz unsur komutanı; ana kontrol merkezi; askeri işbirliği komitesi; askeri koordinasyon komitesi; görev kontrol merkezi; seferberlik kontrol merkezi; intikal kontrol merkezi
- Master of Arts
- hümaniter bilimlerde master derecesi/yüksek lisans
- Master of Science
- fen bilimlerinde master derecesi/yüksek lisans
- master
- ana metin
- master
- {s} esas
- master
- {f} yenmek, üstesinden gelmek
- master
- {i} kalıp
- master
- master stroke çok ustalıklı
- master
- ana,v.iyice öğren: n.hakim
- master
- {i} kopya edilecek şey
- master
- master key aynı cinsten bir takım kilitleri açan anahtar
- master
- {f} öğrenmek
İngilizceyi öğrenmek zordur.
- It's hard to master English.
Bir yabancı dili öğrenmek istiyorsan mümkün olduğu kadar çok çalışmalısın.
- If you want to master a foreign language, you must study as much as possible.
- master
- (Askeri) GEMİ SÜVARİSİ, KAPTAN: Bir ticaret, ordu nakliye ve mayın gemisinin kaptanı. Gemi süvarisi; geminin seyrinden, mürettebatın idaresinden ve yolcu, mürettebat ve yükün selametinden sorumludur. Ayrıca bakınız: "first officer"
- master
- (sıfat) baş, ana, esas, asıl
- master
- Ana Kayıt
- master air attack plan
- (Askeri) ana hava taarruz planı
- master at arms
- (Askeri) GEMİ POLİS ASTSUBAYI: Gemilerde düzen ve disiplini muhafaza eden ve mahpuslara nezaret etmekle görevli olan deniz astsubayı
- master bass
- (Bilgisayar) ana bas
- master budget
- (Askeri) ANA BÜTÇE, -PLAN, ANA PLAN
- master builder
- ustabaşı
- master builder
- mimar
- master bushing
- (İnşaat) ana burç
- master caution signal
- (Askeri) DİKKAT İKAZ İŞARETİ: Çeşitli ikaz işaretlerinin herhangi birinin verilmekte olduğunu göstermek için kullanılan işaret. Ayrıca bakınız: "caution signal"
- master class
- (Askeri) usta bombardımancı sınıfı
- master class
- (Askeri) USTA BOMBARDIMANCI SINIFI: Bir bombardımancının ustalık derecesi. Ayrıca bak. "bombardier" ve "distinguished class bombardier"
- master class diver badge
- (Askeri) USTA DALGIÇ BRÖVESİ: Bak. "diver badge"
- master curve
- ana eğri
- master depot
- (Askeri) ANA DEPO: Bütün bir harekat alanı veya bunun büyük bir bölgesi için kendisine tahsis edilmiş her sınıf ve tipten ikmal maddelerinin hesabını tutmak ve dağıtımını kontrol etmek sorumluluğu verilmiş bir üs deposu. Ana depo, belirli maddeler için harekat alanı stok kontrol noktası durumundadır
- master directory tree
- Ana Dizin Ağacı
- master diver
- (Askeri) USTA DALGIÇ
- master document
- asıl belge
- master film
- (Askeri) esas film
- master group multiplexer
- (Askeri) ana grup çoklayıcısı
- master gunner
- (Askeri) harekat astsubayı
- master input
- (Bilgisayar) asıl giriş
- master key
- {i} bütün kilitleri açan anahtar
- master key
- {i} ana anahtar
Lütfen ana anahtarı getir.
- Please bring the master key.
- master mason
- (İnşaat) duvarcı ustabaşı
- master menu
- (Askeri) ESAS YEMEK LİSTESİ: Garnizon yemek listesi heyetinin (station menu board) çalışmasına esas teşkil eden ve kıtalara "A" sahra rasyonu verildiği zaman, aylık olarak, her gün her öğün yemekte bulunacak gıda maddelerini gösteren yemek listesi. Bu liste; 10-260 sayılı Kara Kuvvetleri ikmal bülteni halinde, aylık olarak planlanır ve yayınlanır
- master mute
- (Bilgisayar) ana sessiz
- master navigation plan
- (Askeri) ana seyrüsefer planı
- master of ceremonies
- protokol görevlisi, teşrifatçı
- master of ceremonies
- sunucu, takdimci
- master of his own destiny
- kendi gemisinin kaptanı
- master out
- (Bilgisayar) ana çıkış
- master policy
- (Ticaret) grup poliçesi
- master scenario events list
- (Askeri) ana senaryo faaliyetler listesi
- master service sight
- (Askeri) AYAR NİŞANGAHI: Diğer nişangahlardaki hataları tespit için kullanılan nişangah
- master sets
- (Bilgisayar) ana gruplar
- master station log; mean sea level
- (Askeri) ana merkez kayıt defteri; deniz seviyesine göre yükseklik
- master switch
- elek. ana anahtar
- master tap
- ana vida kılavuzu
- master timing generator
- (Askeri) ana zamanlama üreteci
- master touch
- yerinde söz
- master view
- (Bilgisayar) ana görünüm
- master-slave
- (Sosyoloji, Toplumbilim) efendi-köle (hegel)
- master: body
- (Bilgisayar) asıl: gövde