One thousand dollars will cover all the expenses for the party.
- Bin dolar, parti için tüm masrafları kapsayacak.
That's enough money to cover the expenses.
- O, masrafları karşılamak için yeterli paradır.
Polluters should pay the costs that they impose on others.
- Kirletenler başkalarına yükledikleri masrafları ödemeliler.
A wise businessman knows how to clamp down on costs.
- Akıllı bir iş adamı, masrafları nasıl azaltacağını bilir.
We must cut our expenses to save money.
- Para biriktirmek için masrafları kısmalıyız.
I don't care about the expense.
- Masraf umrumda değil.
The Japanese distribution system, characterized by layers of wholesale, is complex and costly.
- Toptan satış tabakaları ile karakterize edilen Japon dağıtım sistemi karmaşık ve masraflıdır.
That was a costly mistake.
- O masraflı bir hataydı.
Will there be an extra charge for that?
- Onun için fazladan bir masraf olacak mı?
Is there any extra charge?
- Ekstra masraf var mı?