masraflı

listen to the pronunciation of masraflı
التركية - الإنجليزية
expensive

Being poor is expensive. - Fakir olmak masraflıdır.

Children are expensive. - Çocuklar masraflıdır.

expensive, costly
sumptuous
uneconomic
masraf
expense

I hope this expense report contains all the relevant business expenses because I'm not paying a cent more after this. - Umarım bu harcama raporu tüm ilişkili iş masraflarını içerir,çünkü bundan bir sent daha fazlasını ödemeyeceğim.

One thousand dollars will cover all the expenses for the party. - Bin dolar, parti için tüm masrafları kapsayacak.

masraf
{i} expenditure
masraf
cost

As soon as you have the car fixed, please send me a letter with the cost. I'll send you the money. - Arabanın tamiri biter bitmez, lütfen bana masrafları gösteren bir mektup yolla. Gerekli parayı sana göndereceğim.

That was a costly mistake. - O masraflı bir hataydı.

masraflı hediye
white elephant
masraflı olma
sumptuousness
masraf
charge

Will there be an extra charge for that? - Onun için fazladan bir masraf olacak mı?

We're anticipating more charges. - Daha fazla masraf bekliyoruz.

masraf
costage
masraf
damages
masraf
disbursal
masraf
outgo
masraf
outgoings
masraf
drain
masraf
{i} damage
masraf
outlay
masraf
disbursement
masraf
payment
masraf
(Hukuk) charge, cost, expenditure
masraf
expense(s); expenditure(s)
masraf
expense, expenditure, outgoings, cost
masraf
drain on the purse
masraf
ingredients; material(s), necessary supplies
التركية - التركية
Çok masraf gerektiren, pahalıya çıkan
MASRAF
(Osmanlı Dönemi) Sarfedilen, harcanan. Gider
masraf
Harcanan para, gider
masraf
Bir şeyin yapımında kullanılan gereç, harç
masraf
(Osmanlı Dönemi) harcama
masraflı
المفضلات