masallar

listen to the pronunciation of masallar
التركية - الإنجليزية
tales

He bored me with his endless tales. - Onun bitmeyen masallarından sıkıldım.

I'm tired of hearing your boastful tales. - Senin övüngen masallarını dinlemekten bıktım.

plural form of tale
A book or register of people available to fill jury vacancies
A person available to fill vacancies in a jury
A writ to summon people to court to fill vacancies in a jury
The writ by which such persons are summoned
{i} people called to serve in the jury in the event of deficient juror; written document calling for the summons of said tales
plural of tale
Persons added to a jury, commonly from those in or about the courthouse, to make up any deficiency in the number of jurors regularly summoned, being like, or such as, the latter
masal
fable

Tom doesn't know the difference between a fable and a fairytale. - Tom bir fabl ve bir masal arasındaki farkı bilmiyor.

Every fable ends up with a moral. - Her masal, alınacak bir dersle biter.

Masal
(isim) Tale

Ms. Yamada translated the fascinating fairy tale into plain Japanese. - Bayan Yamada büyüleyici Japon masalını düz Japoncaya çevirdi.

What's your favorite fairy tale? - Senin gözde peri masalın nedir?

masal
fairy tale

I don't believe in fairy tales. - Ben peri masallarına inanmıyorum.

The children love listening to fairy tales. - Çocuklar masal dinlemeyi sever.

masallar diyarı
faerie
masallar diyarı
faery
masallar ülkesi
fairyland
masal
story

He told a bedtime story to his son. - Oğluna bir masal anlattı.

My uncle told me the story by way of a joke. - Amcam bana masalı bir fıkra gibi anlattı.

masal
myth

Fiction is as old as fairy tales and myths. - Kurgu peri masalları ve mitler kadar eski.

masal
fish story
masal
line
masal
tall story
masal
talkee-talkee
hikâyeler, masallar
stories, tales
masal
fiction

Fiction is as old as fairy tales and myths. - Kurgu peri masalları ve mitler kadar eski.

masal
fairy tale; folk tale; fable; yarn
masal
yarn
masal
romance
masal
(Konuşma Dili) cock-and-bull story; bull
masal
tale, fable, fairy tale, folk tale; lie, yarn, fairy story, fairy tale, a tall story, story
masal
rede
التركية - التركية

تعريف masallar في التركية التركية القاموس.

MASAL
(Osmanlı Dönemi) Az miktar olan şey
Masal
teseltü
masal
Değersiz, önemsiz şey
masal
Öğüt verici, ahlâk dersi veren alegorik eser
masal
Boş ve yalan söz: "Müttefikler karşı hücuma geçtikten sonra, milleti aynı masalla uyutmak olanaksızlaştı."- H. Taner
masal
Değersiz, önemsiz şey: "Yaratıcı gücü kalmayan bir yazıcı bir masaldan başka nedir?"- H. E. Adıvar
masal
Boş ve yalan söz
masal
Genellikle halkın yarattığı, ağızdan ağza, kuşaktan kuşağa sürüp gelen, çoğunlukla insanların veya tanrıların başından geçen, olağan dışı olayları anlatan hikâye: "Masal olsun roman olsun, ikisi de anlatı sanatıdır."- N. Cumalı. Öğüt verici, ahlak dersi veren alegorik eser
masallar
المفضلات