Öğretmen benim yanıtıma hayret etti.
- The teacher marvelled at my response.
Hikaye hayret verici olaylarla doluydu.
- The story was full of marvelous happenings.
Onun harika olduğunu düşündüm.
- I thought it was marvelous.
Bu kadar harika bir kentte yaşamayı seviyorum.
- I love living in this marvellous town.
Onun ne olduğunu bilmiyordum ama harikaydı!
- I don't know what it was, but it was marvellous!
Bilgili bir kişiyi dinlemek harika.
- It's marvellous to listen to a learned person.
... is a small marvel ...