Bu duruma çok kez düştüm.
- I've been in this situation many times.
Daha önce de buraya çok kez geldim.
- I've been here many times before.
İyi bir yazar metnini pek çok defa yeniden şekillendirip geliştirebilir.
- A good writer can reshape and improve his text many times.
Onu pek çok defa uyardım ama o, konuşmayı kesmeyecek.
- I warned him many times, but he won't stop talking.
Birçok kereler derse geç geldiği için öğretmeni onu müdürün odasına gönderdi.
- His teacher sent him to the principal's office for being tardy too many times.
Birçok kere İtalya'da bulundum.
- I've been to Italy many times.
O birçok kez bize doğru baktı ve uzaklaştı.
- He looked back at us many times and walked away.
Tom'u TV'de birçok kez gördüm.
- I've seen Tom on TV many times.
The three girl friends were seated on the rocks, enjoying the evening scene and the air which was fresh but not too chilly. Many a time and oft were they wont to come there to that favourite nook to have a cosy chat beside the sparkling waves and discuss matters feminine.