Bunu elle yapmak zorunda kalacağım.
- I'll have to do it manually.
Üzüm hasadı elle yapılır.
- The grape harvest is done manually.
Ne yazık ki, bu sadece elle yapılan çalışmaydı.
- Unfortunately, it was just manual work.
Dikiş elle yapılan iştir.
- Sewing is manual work.
Bu kazak elle yapıldı.
- This sweater is made by hand.
En iyi iplik elle bükülendir.
- The best yarn is that spun by hand.
Bu el kitabı yalnızca elektronik olarak mevcuttur. Basılı bir versiyonu yoktur.
- This manual is only available electronically. There is no printed version.
Okumasını istedikleri el kitabı iki inç kalınlığındaydı.
- The manual they asked him to read was two inches thick.
Ebeveynlik için kullanım kılavuzu yok.
- There's no instruction manual for parenthood.
Hey, araç navigasyon sisteminin kullanım kılavuzunu nereye koydun?
- Hey, where did you put the car navigation system's user's manual?
Üzüm hasadı elle yapılır.
- The grape harvest is done manually.
Elle yazı eklemeye gerek duymayacağım.
- I will not need to add texts manually.
Bir bahçecilik kılavuzu okuyordu.
- She was reading a gardening manual.
Ebeveynlik için kullanım kılavuzu yok.
- There's no instruction manual for parenthood.
Manuel mi yoksa otomatik vites mi kullanıyorsun?
- Do you drive a manual or automatic?
Hiç manuel vitesle araba sürdün mü?
- Have you ever driven manual?
El ile sürebilir misin?
- Can you drive manual?
Bahçecilik üzerine bir kitapçık okuyor.
- She is reading a manual on gardening.