mansions

listen to the pronunciation of mansions
الإنجليزية - التركية
bina
mansion
konak

Mary'nin anne ve babası bir konakta yaşıyorlar. - Mary's parents live in a mansion.

Her zaman bir konakta yaşamak istedim. - I've always wanted to live in a mansion.

mansion
{i} köşk

O, milyonlarca dolarlık bir köşkte yaşıyor. - He lives in a multimillion-dollar mansion.

Tom çok büyük bir köşkte yaşıyor. - Tom lives in a very big mansion.

mansion
büyük konak
mansion
büyük ve güzel ev
mansion
{i} kâşane
mansion
eskiden malikane konağı
mansion
{i} konak; kâşane; köşk; malikâne
mansions
المفضلات