mandıra

listen to the pronunciation of mandıra
التركية - الإنجليزية
{i} dairy

The dairy farmer died. - Mandıra çiftçisi öldü.

When Tom was working on the dairy farm, he had to get up at five o'clock every morning to go and milk the cows. - Tom mandırada çalışıyorken inekleri sağmaya gitmek için her sabah saat beşte kalkmak zorundaydı.

dairy farm

When Tom was working on the dairy farm, he had to get up at five o'clock every morning to go and milk the cows. - Tom mandırada çalışıyorken inekleri sağmaya gitmek için her sabah saat beşte kalkmak zorundaydı.

Tom has a dairy farm. - Tom'un bir mandırası var.

creamery
compound
dairy, dairy farm
cowshed

Are there many cowsheds in this village? - Bu köyde birçok mandıra var mı?

small dairy; small cheesery
cote
mandıra işçisi
dairyman
mandıra işçisi kız
dairymaid
التركية - التركية
Koyun, keçi gibi süt veren hayvanların barındırıldığı, süt ve süt ürünlerinin elde edildiği yer: "Şehirden iki saat ötedeki mandırasından o gün satılacak koyunları ona getiriyor, ona kestiriyor."- Ö. Seyfettin
Koyun, keçi gibi süt veren hayvanların barındırıldığı, süt ve süt ürünlerinin elde edildiği yer
Süt ve süt ürünlerinin elde edildiği; süt veren hayvanların barındığı yer
Süt mamulleri imalathanesi
MANDIRA
(Osmanlı Dönemi) yun. Süt ve süt ürünlerinin elde edildiği; süt veren hayvanların barındığı yer
mandıra
المفضلات