Yeni bir bisiklet almayı göze alamıyorum, bu yüzden bu eski bisikletle idare etmek zorunda kalacağım.
- I can't afford to buy a new bike, so I'll have to manage with this old one.
Bir işi yönetmek için yeterli yeteneğe sahip.
- He has enough ability to manage a business.
Sizin başarınız daha çok sizin yöneticinizin ve bürodaki diğer insanların sizi nasıl algıladığına bağlıdır.
- Your success depends a lot on how your manager and other people in the office perceive you.
O, pazarlama bölümü yöneticisidir.
- He is the manager of the marketing department.
Küçük bir gelirle idare etmeliyim.
- I must manage on a small income.
Bunu nasıl idare ettiler?
- How did they manage that?
Sanırım bir müdür olmak için gereken şeylere sahibim.
- I think I have what it takes to be a manager.
Müdür olmak istemiyorum.
- I don't want to be the manager.
Onu yapmak için zaman bulmayı nasıl başarıyorlar?
- How do they manage to find time to do that?
Bunu yapmak için zaman bulmayı nasıl başarıyorsunuz?
- How do you manage to find time to do that?
He managed to climb the tower.
The most vnruly, and the boldest boy, / That euer warlike weapons menaged .
the winged God himselfe / Came riding on a Lion rauenous, / Taught to obay the menage of that Elfe .
... repository managed by your doctor's office to Facebook. ...
... very long since we first launched Honeycomb, but we've managed to get a lot of nice user ...