Anne, Tom benim oyuncağımı geri vermeyecek!
- Mama, Tom won't gimme back my toy!
Yüzmeye gidebilir miyim, anne?
- Mama, is it okay if I go swimming?
Onun oğlu bir ana kuzusu. O her zaman onunla olmak zorunda.
- Her son is a mama's boy. He has to be with her all the time.
Hâlâ anneme ana diyorum.
- I still call my mother Mama.
Bütün memelilerin embriyo ve fetüsleri oldukça benzerdir.
- The embryos and fetuses of all mammals look quite similar.
Bir yunus bir memeli türüdür.
- A dolphin is a kind of mammal.
Senin annen o kadar şişmanki, Londra Köprüsü'nü çökertiyordu.
- Your mamma's so fat, she'd break London Bridge.
He's such a mama's boy that he can't even ask a girl out for a date without his mother's approval.
She's not his girlfriend now, but she's one of his baby mamas.
Woah, that chick in the bikini is a real momma!.
I need to talk to momma, before I buy the car.
In Japan, radioactive cesium was detected in baby formula.
- Japonya'da bebek mamasında radyoaktif sezyum saptandı.
What kind of food should I be feeding my dog?
- Köpeğimi ne tür mamayla beslemeliyim?
My vet won't feed his dog commercial dog food.
- Benim veteriner köpeğini ticari köpek maması ile beslemeyecek.
Tom says that he's never tried eating dog food.
- Tom köpek maması yemeği asla denemediğini söylüyor.
He usually fed his dog cheap dog food.
- O genellikle köpeğini ucuz köpek maması ile besler.
... >>> My mama told me when I was young, we are all born ...
... PJ hey mama ...