Hatalar yapmaktan korkmayın.
- Don't be afraid of making mistakes.
Hata yapmaktan korkuyor.
- He is afraid of making mistakes.
Benimle alay etmekten vazgeç!
- Stop making fun of me!
Kendimi Fransızca ifade etmede hâlâ zorlanıyorum.
- I still have difficulty in making myself understood in French.
Onu yaparak beni çok mutlu ediyorsun.
- You're making me very happy by doing that.
O, seramik eser yaparak zengin oldu.
- She became rich by making ceramic pieces.
O yaşlı adam elli yıldır kaçak viski imal etmekteydi.
- The old man had been making white lightning for 50 years.
O yaşlı adam elli yıldır kaçak içki imal etmekteydi.
- That old man had been making moonshine for fifty years.
Odun, kağıt üretimi için bir hammaddedir.
- Wood is the raw material for making paper.
Tom ve Mary, bununla ilgili ne yapacaklarından pek emin değildir.
- Tom and Mary aren't quite sure what to make of this.
Bununla ilgili ne yapacağımdan pek emin değilim.
- I'm not quite sure what to make of this.
Hata yapmaktan korkuyor.
- He is afraid of making mistakes.
Hatalar yapmaktan korkmayın.
- Don't be afraid of making mistakes.
Annem bana kendi yapımı bir çift eldiven verdi.
- My mother gave me a pair of gloves of her own making.
Yeni yasa on iki aydır yapım aşamasındaydı.
- The new law was twelve months in the making.
Ben bu telefondan özel arama yapılmasına karşıyım.
- I object to his making private calls on this phone.
Annem bir pasta yapıyor.
- My mother is making a cake.
... He wanted to film some of the making of process of what ...