Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı.
- This song is so moving that it brings tears to my eyes.
Tom bu ayın sonunda kasabanın dışına taşınıyor.
- Tom is moving out of town at the end of this month.
Tom ve Mary önümüzdeki ay taşınıyorlar.
- Tom and Mary are moving next month.
Sadece birkaç şeyi yeni evimize taşıyoruz.
- We're just moving a few things to our new home.
Şebeke gösterinizi başka bir zaman aralığına taşıyor.
- The network is moving your show to another time slot.
Ayaklarımızı sıcak tutmak için ayaklarımızı yer değiştirmek ve hareket ettirmeye devam etmek zorunda kaldık.
- In order to keep our feet warm we had to shift from one foot to another and keep moving.
Ayaklarımızı sıcak tutmak için ayaklarımızı yer değiştirmek ve hareket ettirmeye devam etmek zorunda kaldık.
- In order to keep our feet warm we had to shift from one foot to another and keep moving.
Bir balık kuyruğunu hareket ettirerek yüzmektedir.
- A fish swims by moving its tail.
Sami'nin ifadesi son derece dokunaklıydı.
- Sami's testimony was extremely moving.
Bu anlatı ilginç, eğlenceli ve hatta dokunaklı.
- This story is interesting, funny and even moving.
Uzakta hareket eden bir şey vardı.
- There was something moving in the distance.
Sırtımda hareket eden bir şey hissettim.
- I felt something moving on my back.