تعريف makasla في التركية الإنجليزية القاموس.
- {f} shearing
- {f} shear
- makas
- scissors
These scissors don't cut well.
-Bu makas iyi kesmiyor.
I need a pair of scissors to cut this paper.
-Bu kağıdı kesmek için bir makasa ihtiyacım var.
- makas
- clippers
The hedge clippers and weed whacker are in the garage.
-Çalı budama makası ve ot biçme makinesi garajdadır.
Do you use fingernail clippers to cut your toenails?
-Ayak tırnaklarını kesmek için tırnak makası kullanıyor musun?
- makasla kesilmiş parça
- snippet
- makasla kesilmiş parça
- snip
- makasla kesme
- snip
- makasla kesmek
- scissor
Why did you tear the cloth instead of cutting it with scissors?
-Makasla kesmek yerine kumaşı niçin yırtıyorsun?
- makasla kesmek
- shear
- makasla kesmek
- cut
Why did you tear the cloth instead of cutting it with scissors?
-Makasla kesmek yerine kumaşı niçin yırtıyorsun?
- makasla kesmek
- snip
- makasla kesmek
- to snip, to cut with scissors
- makas
- turnout
- makas
- junction
- makas
- (Otomotiv) spring
- makas
- clipper
- makas
- leaf spring
- makas
- switches
- makaslamak
- (Teknik,Tekstil) shear
- makas
- truss
- makas
- pair of scissors
- makas
- shears
Where are the garden shears?
-Bahçıvan makasım nerede?
- makas
- {i} shear
Where are the garden shears?
-Bahçıvan makasım nerede?
- makaslamak
- blue-pencil
- makaslamak
- expurgate
- makas
- pair of scissiors
- makas
- scissor
These scissors don't cut well.
-Bu makas iyi kesmiyor.
The scissors won't cut anything.
-Makas bir şey kesmez.
- makaslamak
- snip
- makas
- slang (a) pinch on one's cheek
- makas
- scissors, clippers, clipper; shears; points, switches; spring
- makas
- prop, shore (placed at an angle)
- makas
- slang Shut your trap!/Shut up! (said to someone talking)
- makas
- a pair of scissors
- makas
- scissors; shears
- makas
- switch
- makas
- (topçuluk) bracket
- makas
- auto. spring (forming part of a vehicle's suspension)
- makas
- rail. switch
- makas
- (Zooloji) chela; pincer, pincher; claw
- makas
- (demiryolu) points
- makas
- wye
- makas
- points
- makaslamak
- to cut with scissors/shears; to tweak sb's cheek; to expurgate, to blue-pencil
- makaslamak
- to reduce the size of, scissor, put the scissors to (a film or piece of writing)
- makaslamak
- slang to pinch (someone's cheek)
المصطلحات ذات الصلة
تعريف makasla في التركية التركية القاموس.
- Makas
- (Osmanlı Dönemi) MAKASS
- Makas
- gaçı
- Makas
- sındı
- makas
- Mobilyalarda yukarıdan aşağıya doğru açılan kapakları yatay konumda tutmak amacıyla yapılmış mafsallı, kollu kapak aracı
- makas
- Çalma, kırpma
- makas
- Bazı eklem bacaklı hayvanların ön ayaklarında bulunan, savunma ve saldırmada kullanılan kıskaç
- makas
- Çatı ve köprülerde genellikle ağaç veya çelikten yapılan, ağırlığı karşılıklı iki ayağa veya duvara aktaran çatılmış kiriş sistemi
- makas
- Uygun bir açı oluşturacak biçimde birbirini kesen demir yolu hatları
- makas
- Üst üste konulmuş birkaç yassı çelikten yapılan araba yayı
- makas
- Uygun bir açı oluşturacak biçimde birbirini kesen demir yolu hatları. Üst üste konulmuş birkaç yassı çelikten yapılan araba yayı. Üst uçları birbirine bağlı, alt uçları açık olan iki direkten kurulmuş, ağırlık kaldırma düzeni. Çatı ve köprülerde genellikle ağaç veya çelikten yapılan, ağırlığı karşılıklı iki ayağa veya duvara aktaran çatılmış kiriş sistemi. Çalma, kırpma
- makas
- Bir eksen çevresinde dönebilecek biçimde çapraz eklemlenmiş, birbirine bakan yüzleri keskin iki çelik lamadan oluşmuş, arasına yerleştirilen herhangi bir şeyi kesmeye yarayan araç, sındı: "Her iki eliyle kullanırdı makasıyla tarağını."- N. Cumalı
- makas
- Üst uçları birbirine bağlı, alt uçları açık olan iki direkten kurulmuş, ağırlık kaldırma düzeni
- makas
- Dirsek
- makas
- Birbirine komşu iki demir yolu hattını hemen bunların uzantısındaki üçüncü hatta bağlamaya yarayan alet
- makaslamak
- Makas almak
- makaslamak
- Kısaltmak, kesmek
- makaslamak
- Makasla kesmek
- makaslamak
- Yazı, film vb.ni kısaltmak, kesmek
المصطلحات ذات الصلة
تعريف makasla في الإنجليزية التركية القاموس.
- makas
- (Demiryolu) Switch,turnout
- snip kirpma, kirkma; makasla kesilmis parça, kirpinti, kesinti; kelepir
- makasla kesmek, kırpmak