Gözetlemede muhtemelen büyük bir hata olduğunu zannediyorum.
- I think that it likely that there was a major fault in the lookout.
Evimin büyük onarımlara ihtiyacı var.
- My house needs major repairs.
Çözülmesi gereken başlıca üç sorunumuz var.
- We've got three major problems that need to be solved.
Golf sahaları su kirliliğinin başlıca sebeplerinden biridir.
- Golf courses are a major cause of water pollution.
Asıl branş alanın nedir?
- What's your major field?
Tom mimariyi asıl branş olarak seçiyor.
- Tom is majoring in architecture.
Kate'e bir filmde önemli bir rol oynama fırsatı verildi.
- Kate has been given an opportunity to play a major role in a movie.
Sigara içmek akciğer kanserinin en önemli nedenidir.
- Smoking is the major cause of lung cancer.
Tom mimariyi asıl branş olarak seçiyor.
- Tom is majoring in architecture.
Üniversitede ana branş olarak ne seçtin?
- What did you major in at college?
Tom bir müzik majörü değil.
- Tom isn't a music major.
Ben bir İngiliz binbaşıydım.
- I was an English major.
Tom emekli bir hava kuvvetleri binbaşı.
- Tom is a retired air force major.
Biz ziyadesiyle mutluyuz.
- We're extremely happy.
Binbaşı yüzbaşının üstündedir.
- A major is above a captain.
Tom Mary'ye onun yardımı için son derece minnettar.
- Tom is extremely thankful to Mary for her help.
Onların cihazı son derece gelişmiş.
- Their equipment is extremely advanced.
Tom ve erkek kardeşleri çok yakındır.
- Tom and his brothers are extremely close.
Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrım sadece çok yaygın yanılsamadan başka bir şey değildir.
- Difference between the past, present, and future is nothing but an extremely widespread illusion.
Tom aşırı derecede heyecanlı görünüyor.
- Tom seems extremely excited.
Mary aşırı derecede çekici.
- Mary is extremely attractive.
Esas branş olarak hangi konuyu seçtin?
- What subject do you major in?
Esas branşım orta çağ Avrupa tarihidir.
- My major is medieval European history.
Mary fazlasıyla çekici.
- Mary is extremely attractive.
Mary aşırı derecede çekici.
- Mary is extremely attractive.
Bu onun için aşırı derecede zordur.
- This is extremely hard for him.
Mimi, here’s the thing. When somebody in that crowd goes and does something majorly out of control like that, it’s only a matter of days before the rest of the girls in school make sure they've caught up. ”.
This chapter is majorly devoted to the primary immunodeficiencies that have been documented in domestic animals.
This is Major Jones.
I have decided to major in mathematics.
Okay boys,” I said, in sergeant-majorly style, “there are just two rules that you need to know for this expedition.”.
... you on Etsy majorly ruined my life ...