O kravata bakım yapmak önemlidir.
- Maintaining that tie is important.
Bir arkadaşlığı sürdürmek için, karşılıklı sevgi olmalı.
- To maintain a friendship, there must be mutual affection.
Birinin ününü sürdürmek zordur.
- It is hard to maintain one's reputation.
Bizim odakları korumamız gerekiyor.
- We need to maintain focus.
O, arabasını iyi korur.
- He maintains his car well.
Uygun duruş iyi sağlığı korumak için gereklidir.
- Proper posture is necessary to maintain good health.
Kendi vücut ısılarını korumak için birbirlerine yapıştılar.
- They were stuck together to maintain their own body heat
Sami'nin arka bahçesi titizlikle muhafaza edildi.
- Sami's backyard was meticulously maintained.
"We urge them to monitor local news reports and maintain a low profile and vary their route and times and just be very, very security and safety conscious," she said.
Bu yolu korumak için kimlerin sorumlu olduğunu bulmaya çalışıyordum.
- I've been trying to find out who is responsible for maintaining this road.
Kaldırım iyi korunmuştur.
- The sidewalk is well maintained.
Dan tüm dava boyunca masumiyetini korudu.
- Dan maintained his innocence all along the lawsuit.
Tom suçsuzluğunu korumuştur.
- Tom has maintained his innocence.
Bu yolu korumak için kimlerin sorumlu olduğunu bulmaya çalışıyordum.
- I've been trying to find out who is responsible for maintaining this road.
I will help you wrote programs that are clear ,more understandable.more maintainable and easier.
O masumiyetini koruyor.
- She maintains her innocence.
Tom masumiyetini koruyor.
- Tom maintains his innocence.
he wente oute of hys ermytaige for to maynteyne his nevew ayenste the myghty erle.
The house had a neat, well-maintained garden in front.
They maintained the house, the land, and the shed out back.
Blessed are the maynteyners of peace: for they shalbe called the chyldren of God.
... And part of our jobs act is to maintain unemployment insurance. ...
... especially when you're trying to maintain the data. ...