mahkûm etmek

listen to the pronunciation of mahkûm etmek
التركية - الإنجليزية
condemn

It is better to risk saving a guilty man than to condemn an innocent one. - Masum birini mahkum etmektense suçlu bir adamı kurtarmayı göze almak daha iyidir.

1. to sentence (to). 2. to condemn or doom (someone) (to)
a) to condemn, to sentence b) to oblige, to doom
mahkum etmek
condemn

It is better to risk saving a guilty man than to condemn an innocent one. - Masum birini mahkum etmektense suçlu bir adamı kurtarmayı göze almak daha iyidir.

mahkum etmek
convict

There wasn't enough evidence to convict him of the crime. - Onu mahkûm etmek için suçla ilgili yeterli kanıt yoktu.

We now have all the evidence we need to convict Tom Jackson. - Şu anda Tom Jackson'u mahkûm etmek için ihtiyacımız olan tüm kanıta sahibiz.

mahkum etmek
doom
mahkum etmek
(Kanun) confine
mahkum etmek
imprison
mahkum etmek
damn
mahkum etmek
(Hukuk) to convict

We now have all the evidence we need to convict Tom Jackson. - Şu anda Tom Jackson'u mahkûm etmek için ihtiyacımız olan tüm kanıta sahibiz.

There wasn't enough evidence to convict him of the crime. - Onu mahkûm etmek için suçla ilgili yeterli kanıt yoktu.

mahkum etmek
sentence
mahkum etmek
adjudge
mahkum etmek
rap
mahkum et
sentence

The judge sentenced Tom to six months in jail. - Hakim Tom'u altı ay hapse mahkum etti.

He sentenced Brown to be hanged. - O, Brown'ı asılmaya mahkûm etti.

mahkum etme
conviction
mahkum et
{f} convict

We now have all the evidence we need to convict Tom Jackson. - Şu anda Tom Jackson'u mahkûm etmek için ihtiyacımız olan tüm kanıta sahibiz.

There wasn't enough evidence to convict him of the crime. - Onu mahkûm etmek için suçla ilgili yeterli kanıt yoktu.

mahkum etme
condemnation
hapse mahkûm etmek
to commit to prison
idama mahkum etmek
condemn to death
idama mahkûm etmek
to condemn to death
mahkum et
convicted

A jury convicted Layla for twenty years in jail. - Jüri, Leyla'yı yirmi yıl hapse mahkûm etti.

mahkum et
doom
ölüme mahkum etmek
doom to death
önceden mahkum etmek
pre doom
التركية - التركية
Hüküm giydirmek
Kötü bir duruma sürüklemek
Mecbur etmek
mahkûm etmek
المفضلات