mahalle

listen to the pronunciation of mahalle
التركية - الإنجليزية
(Çevre) neighborhood

Tom bought a bunch of inexpensive cameras to give to children who lived in his neighborhood. - Tom onun mahallesinde yaşayan çocuklara vermek için bir sürü ucuz kameralar aldı.

Tom often plays baseball with other boys in his neighborhood. - Tom mahallesindeki diğer çocuklarla sık sık beyzbol oynar.

neighbourhood

Sigh, this used to be a nice neighbourhood. - Ah, ah, bu güzel bir mahalleydi.

The neighbourhood was cut in two by the highway. - Mahalle kara yoluyla ikiye ayrıldı.

district
quarter, district, street
hometown

The parolee started to live in his hometown. - Şartlı tahliye edilen mahkum mahallesinde yaşamaya başladı.

This song reminds me of my hometown. - Bu şarkı bana mahallemi hatırlatır.

quarter

You'd better get Tom to his quarters. - Tom'u mahallesine götürsen iyi olur.

I'm going to my quarters. - Ben mahalleme gidiyorum.

(Argo) turf
neighbourhood unit
street

There's a convenience store diagonally across the street. - Caddenin çaprazlama karşısında bir mahalle bakkalı var.

You have to enter your house number, suburb, post code and street seperately. - Ev numaranı, mahalleni, posta kodunu ve sokağını ayrı ayrı yazmak zorundasın.

quarrelsome woman
(Kanun) settlement
mahalle baskısı
neighborhood pressure
mahalle kahvesi
coffeehouse
mahalle karısı
unmannerly woman
mahalle karısı
quarrelsome woman
mahalle kavgası
a free-for-all
mahalle mektebi
neighborhood school
mahalle muhtarı
reeve
mahalle çocuğu
urchin
mahalle kahvesi
The coffee-house in a neighbourhood
mahalle mektebi
neighbourhood school, local schoolprimary school in the hood
mahalle sakinleri
residents
mahalle bakkalı
(Ticaret) convenience store
mahalle kahvesi gibi
crowded, stuffy, and noisy
mahalle karısı
vulgar, quarrelsome woman; fishwife
mahalle karısı
unmannerly woman, quarrelsome woman
mahalle maçı
(Spor) jungle ball
mahalle okulu
(Eğitim) local school
mahalle okulu
(Eğitim) state school
mahalle okulu
(Eğitim) neighbourhood school
mahalle okulu
(Eğitim) public school
mahalle papazı
incumbent
mahalle papazı
rector
mahalle papazı
vicar
mahalle çapkını
inept womanizer
mahalle çapkını
a timid and rather unsuccessful Lothario
mahalle çocuğu
gamin, urchin, street Arab
kenar mahalle
suburb

He lives in a suburb, in a quiet suburb. - O bir kenar mahallede yaşıyor, sessiz bir kenar mahallede.

kenar mahalle
outskirts
yedi mahalle
everywhere
dış mahalle
outskirts

My house is on the outskirts of town. - Benim evim kentin dış mahallelerinde.

Tom lives on the outskirts of town. - Tom kentin dış mahallelerinde oturuyor.

mahalleler
neighbourhoods
yedi mahalle
everybody
bütün mahalle
the whole parish
emniyetli bir mahalle
a safe neighborhood
kenar mahalle
rookery
kenar mahalle
slum
kenar mahalle
slum, outskirts
kenar mahalle
skirt
kenar mahalle
slums
kenar mahalle poor neighborhood
on the outskirts of a city
o kapı/mahalle senin, bu kapı/mahalle benim dolaşmak
to wander around everywhere
yedi mahalle
everybody; everywhere
yedi mahalle
everybody and his brother
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) (C.: Mahallât) Şehir ve kasabaların bölündüğü parçalardan herbiri
Bir şehrin bir kasabanın, büyükçe bir köyün bölündüğü parçalardan her biri: "Mahallemizin bunca yıllık kasabı, bakkalı bir gece yok oldular."- N. Cumalı
Bir şehrin bir kasabanın, büyükçe bir köyün bölündüğü parçalardan her biri
Bir mahallede oturan insanlar, mahalle halkı
mahalle kahvesi
Mahallede oturanların devam ettiği, oyun oynadığı, çay vb. meşrubat içtiği kahve
mahalle mektebi
Mahallede bulunan ilkokul

Henüz beş yaşında mahalle mektebinde okurken, öğleye yakın zelzele olmuştu.- O. C. Kaygılı.

mahalle arası
Mahallenin sokakları arasında kalan yer
mahalle arkadaşı
Aynı mahallede oturan komşu veya dost
mahalle bekçisi
Mahallenin güvenliğini, düzenini sağlamada yardımcı olan güvenlik görevlisi
mahalle imamı
Mahalledeki mescitte veya camide görevli imam
mahalle karısı
Görgüsüz, kavgacı kadın
mahalle muhtarı
Muhtar
mahalle çapkını
Beceriksiz çapkın
aşağı mahalle
Genel ev
aşağı mahalle
Yüksek bir yerleşim bölgesine göre alçakta kalan yer, yerleşim bölgesi
kenar mahalle
Şehrin merkezinden uzak ve çoğu kültürsüz, görgüsüz ve fakir halkın oturduğu semt, kenar semt
yukarı mahalle
Bir yerleşim bölgesinde yüksek yerlerde oluşan mahalle
mahalle
المفضلات