الإنجليزية - التركية
تعريف made or joined or united into one في الإنجليزية التركية القاموس.
- combined
- {s} birleşik
- combined
- {s} karma
- combined
- (Mukavele) birleştirilmiş
- combined
- {f} birleştir
Düşmanla savaşmak için güçlerini birleştirdiler.
-They combined forces to fight the enemy.
Yararlılık keyif ile birleştirilmelidir.
-Usefulness must be combined with pleasantness.
- combined
- karışık
- combined
- kombine
Tüm elli eyaletin kombine nüfusu nedir?
-What is the combined population of all 50 states ?
Kombine bir çaba düşünmeliyiz.
-We should consider a combined effort.
- combined
- birleştir(mek)
- combined
- birleşmiş
- combined
- birlestir
- combined
- {f} birleştir: adj.kom
- combined
- (Askeri) MÜŞTEREK, KOMBİNE KARMA: Birleşik iki veya daha fazla kuvvet veya teşkilat arasındaki ikili veya daha fazla ittifak (tüm müttefikler ve kuvvetler dahil olmadığı zaman katılan ülkeler ve kuvvetler belirtilmelidir. Örneğin; Müşterek Deniz Kuvvetleri). Ayrıca bakınız: "joint"
- combined
- {f} birleştir: adj.birleştirilmiş
- combined
- {s} bileşik
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف made or joined or united into one في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- combined
made or joined or united into one
الواصلة
made or joined or u·ni·ted in·to oneالتركية النطق
meyd ır coynd ır yunaytıd întı hwʌnالنطق
/ˈmād ər ˈʤoind ər yo͞oˈnītəd əntə ˈhwən/ /ˈmeɪd ɜr ˈʤɔɪnd ɜr juːˈnaɪtəd ɪntə ˈhwʌn/
Resimler
المفضلات