Birçok insan bu hikayenin düzmece olduğuna inanmak istemiyordu.
- Many people did not want to believe that this story was made up.
Tom'un düşüncesi uyduruk.
- Tom's mind is made up.
O, 20 dakika içinde yüzüne makyaj yaptı.
- She made up her face in 20 minutes.
Bir molekül atomlardan yapılmıştır.
- A molecule is made up of atoms.