Bu tür gelenek Asya ülkelerine özgüdür.
- I think this kind of custom is unique to Asian countries.
Japonya'da iyi hizmet için bahşiş vermek geleneksel değildir.
- In Japan it is not customary to tip for good service.
Görenek nesilden nesile devredildi.
- The custom was handed down from generation to generation.
Alman gelenek ve görenekleri hakkında benden daha çok biliyorsun.
- You know more than I do about German customs and traditions.
O günlerde âdet olduğu üzere, genç yaşta evlendi.
- As was the custom in those days, he married young.
Tüm insanlar arkadaş olabilir, dilleri ve adetleri farklı olsa bile.
- All people can become friends, even if their languages and customs are different.
Hiç böyle garip bir alışkanlık duydunuz mu?
- Did you ever hear of such a strange custom?
Gümrük memurları bütün gemiyi araştırdılar.
- The customs officials searched the whole ship.
Gümrük memurları kutuları inceledi.
- The customs officials examined the boxes.
Onlar bizim törelerimize henüz alışkın değil.
- They are not used to our customs yet.
Hiç sipariş üzerine yapılmış bir şey yedin mi?
- Have you ever had anything custom made?
Onlar bizim törelerimize henüz alışkın değil.
- They are not used to our customs yet.
My feet are as big as powerboats, so I need custom shoes.