He told us a very exciting adventure story.
- O, bize çok heyecan verici bir macera hikayesi anlattı.
Dangers give relish to an adventure.
- Tehlikeler bir maceraya zevk verir.
I thought you didn't like romance movies.
- Macera filmlerini sevmediğini düşündüm.
It was a very passionate love affair.
- Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı.
I think Tom is adventurous.
- Tom'un maceracı olduğunu düşünüyorum.
Tom seems adventurous.
- Tom maceracı görünüyor.