The shy boy mumbled his name.
- Utangaç çocuk adını mırıldandı.
I heard him mumble to himself.
- Onun kendi kendine mırıldandığını duydum.
Tom started mumbling.
- Tom mırıldanmaya başladı.
He was mumbling something.
- O bir şey mırıldanıyordu.
What's happening?, murmured a voice from the other end of the room.
- Odanın diğer ucundan bir ses Ne oluyor? diye mırıldandı.
He brought his lips close to her ear and murmured: I love you.
- O, dudaklarını onun kulağına yaklaştırdı ve mırıldandı: Seni seviyorum.
Tom is muttering something.
- Tom bir şey mırıldanıyor.
Tom muttered something under his breath.
- Tom alçak sesle bir şey mırıldanıyordu.