mümkünse

listen to the pronunciation of mümkünse
التركية - الإنجليزية
if possible

If possible, I'd like to go home now. - Mümkünse, şimdi eve gitmek istiyorum.

Come on Monday afternoon, if possible. - Mümkünse, Pazartesi öğleden sonra gel.

would you mind
mümkün
possible

I'd like to stay one more night. Is that possible? - Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü?

All of us want to live as long as possible. - Hepimiz mümkün olduğu kadar uzun yaşamak istiyoruz.

mümkün
{s} feasible

What you're suggesting doesn't seem feasible. - Önerdiğin şey mümkün görünmüyor.

His plan seemed to be too difficult, but before long it proved to be feasible. - Onun planının gerçekleşmesi çok zor görünüyordu, ama çok geçmeden gerçekleşmesinin mümkün olduğu anlaşıldı.

mümkün
earthly
mümkün
apt
mümkün
likely

Tom won't likely be able to cope with the situation. - Tom'un durumun altından kalkabilmesi pek mümkün olmayacak.

Tom knew Mary wasn't likely to know how to speak French. - Tom, Mary'nin Fransızca konuşmayı bilmesinin mümkün olmadığını biliyordu.

mümkün
possible to
mümkün
in possible
mümkün
possible olası, muhtemel
mümkün
probable

It's possible, but not probable. - Bu mümkün, ama olası değildir.

It is probable that she will come tomorrow. - Onun yarın gelecek olması mümkün.

التركية - التركية

تعريف mümkünse في التركية التركية القاموس.

mümkün
Muhtemel, olabilir, olası
mümkünse
المفضلات