mümkündür

listen to the pronunciation of mümkündür
التركية - الإنجليزية
it's possible
mümkün
possible

Is it possible to reproduce 70 copies of your report which appeared in the November issue of The Network and distribute them to our agents? - The Network'ün kasım meselesinde görünen raporunun 70 kopyasını üretmek ve onları ajanlarımıza dağıtmak mümkün mü?

All of us want to live as long as possible. - Hepimiz mümkün olduğu kadar uzun yaşamak istiyoruz.

mümkün
{s} feasible

I think it's feasible. Should we try? We can always dream... - Bence bu mümkün. Denemeli miyiz? Her zaman hayal kurabiliriz.

What you're suggesting doesn't seem feasible. - Önerdiğin şey mümkün görünmüyor.

mümkün
earthly
mümkün
apt
mümkün
likely

Tom knew Mary wasn't likely to know how to speak French. - Tom, Mary'nin Fransızca konuşmayı bilmesinin mümkün olmadığını biliyordu.

Tom won't likely be able to cope with the situation. - Tom'un durumun altından kalkabilmesi pek mümkün olmayacak.

mümkün
possible to
mümkün
in possible
mümkün
possible olası, muhtemel
mümkün
probable

It is probable that she will come tomorrow. - Onun yarın gelecek olması mümkün.

It's possible, but not probable. - Bu mümkün, ama olası değildir.

التركية - التركية

تعريف mümkündür في التركية التركية القاموس.

mümkün
Muhtemel, olabilir, olası
mümkündür
المفضلات