Is it possible to reproduce 70 copies of your report which appeared in the November issue of The Network and distribute them to our agents?
- The Network'ün kasım meselesinde görünen raporunun 70 kopyasını üretmek ve onları ajanlarımıza dağıtmak mümkün mü?
All of us want to live as long as possible.
- Hepimiz mümkün olduğu kadar uzun yaşamak istiyoruz.
I think it's feasible. Should we try? We can always dream...
- Bence bu mümkün. Denemeli miyiz? Her zaman hayal kurabiliriz.
What you're suggesting doesn't seem feasible.
- Önerdiğin şey mümkün görünmüyor.
Tom knew Mary wasn't likely to know how to speak French.
- Tom, Mary'nin Fransızca konuşmayı bilmesinin mümkün olmadığını biliyordu.
Tom won't likely be able to cope with the situation.
- Tom'un durumun altından kalkabilmesi pek mümkün olmayacak.
It is probable that she will come tomorrow.
- Onun yarın gelecek olması mümkün.
It's possible, but not probable.
- Bu mümkün, ama olası değildir.