müdavim

listen to the pronunciation of müdavim
التركية - الإنجليزية
{i} regular

If I'm to become a regular, I have to work twice as hard as the rest. - Ben müdavim olmak istiyorsam, geriye kalanın iki katı kadar çok çalışmak zorundayım.

patron
denizen
goer
habitué, frequenter, regular
frequenter; regular visitor; regular customer
habitue
frequenter
(Askeri) participant
التركية - التركية
Bir yere sürekli olarak giden (kimse), gedikli
MÜDAVİM
(Osmanlı Dönemi) Aralıksız devam eden. Devamlı olarak çalışan
MÜDAVİM
(Osmanlı Dönemi) Bir yere devamlı olarak gidip gelen kimse
müdavim olmak
Bir yere sürekli gidip gelmek
müdavim
المفضلات